Dr. Kaya DEMİRÖZÜ
Kanatlı Sağًlığı ve Hastalıkları Uzmanı
(Drk.demirozu@yahoo.com.tr)
|
Bildiği üzere su yaşam için tartışmasız vazgeçilmez temel öğedir. Ama hayattaki bütün iyi şeyler gibi; çok az ya da çok fazla verilmesi gibi aşırılıklar suyu iki tarafı keskin bir kılıç haline çevirebilmektedir.
Kananlı işletmelerinde su; olmazsa olmaz, vazgeçilmez bir unsurdur. Suyun kıt ve/veya düşük kaliteli olduğu araziye işletmelerin kurulması başarısızlığa ilk adım sayılmalıdır. Su kümes, bina, kuluçkahane, kesimhane ve ekipmanların temizlik ve sanitasyonu için gerekli olduğu kadar, hayvanlar için de yaşamsal ihtiyaç maddesidir.
Kanatlıların yaşına göre değişmesine karşın;
- Vücudun % 55 – 85’ şi,
- Yumurtanın % 65 kadarı
- Kan ve lenf başta olmak üzere vücut sıvılarının tamamına yakını sudur.
Bunun yanında;
- Yemin sindirilmesi ve hücrelere kadar taşınması,
- Zararlı maddelerin vücuttan atılması,
- Vücut ısısının düzenlenmesi,
- Aşı ve ilaç verilmesi hep su ile mümkün olmaktadır.
Bu yüzden kanatlıların susuzluğa dayanma güçleri çok zayıftır. Verimdeki bir sürü bir gün susuz kaldığında, iklim ve cevre koşullarına bağlı olarak en az % 30, 2 gün susuz kaldığında % 100 üç hafta süre ile verimden kesilir. Tüy dökümü ve ölümler başlar.
Kümes Hayvanlarının İçme Su İhtiyacı Nedir?
Suyun kalitesi kadar miktarı da önemlidir. Bilindiği gibi kanatlıların su depolama olanakları bulunmadığından önlerinde her an ve rahatlıkla içebilecekleri suyun bulunması gerekli değil, mecburidir.
Tüm canlılarda olduğu gibi su kümes hayvanları için en önemli besin öğesidir; yaşam süresi onun yokluğu ile sınırlıdır. Kanatlılar gıdasızlığa susuzluktan daha uzun süre dayanabilmektedirler. Su en önemli besin öğesi olarak kabul edilse bile, tüm gereksinimleri karşılaması mümkün değildir. Birçok kez günlük civcivlerin suluk sisteminin yetersizliği veya düzensiz oluşundan, susuzluktan dehidrasyon sonucu kütle halinde öldüklerine, verimdeki sürülerde suluk sistemindeki sorunlardan bir kafes bloğu veya sırasında hiç yumurta alınmadığına ve öldüklerine şahit olmuşuzdur.
Su tüm canlılarda olduğu gibi vücut ısısının düzenlenmesi, gıdanın sindirilmesi ve atıkların vücuttan elemine edilmesi gibi kümes hayvanları metabolizmasının her safhasında olmazsa olmaz önemli bir role sahiptir. Günlük su ihtiyacı; rasyona, cevre ve kümes ısısına, hayvan tür ve yaşına, sürünün sağlık durumuna, suyun kalitesine bağlı olarak değişiklik gösterir. Yaklaşık günlük tükettiği yemin bir bucuk iki katı su içerler. Bu optimalin üzerideki ısılarda dört ila altı katına kadar çıkabilmektedir. Su tüketimi optimal ısı olan 200 C ‘de % 100 olarak alınırsa; 250 C % 30, 300 C % 700,350 C en az % 140 olarak gerçekleşir (Tablo- 1, 2).
Tablo. 5. Hayvan Cinsine göre Günlük Su Tüketimi
( 150 – 220 C-Optimal ısıda-)
Hayvan Cinsi | Sayısı | Yaş/Hafta | Günlük Su/l |
Broiler | 1000 | 8 | 235 |
Yumurtacı | 1000 | 8 | 120 |
Hindi | 1000 | 8 | 260 |
Tablo. 6. Yumurtacı Sürülerde Farklı Ortam Isılarında
Günlük Su Tüketimi (1000 adet)
Yaş | Ortam Isısı(C0) | Gün/l |
Verim Dönemi | 15-21 | 190-240 |
Verim Dönemi | 22-27 | 240-335 |
Verim Dönemi | 28-35 | 335-600 |
Kümes hayvanlarının optimal ısılarda ( 150 – 220 C) günlük yaklaşık su tüketimleri Tablo. 3, 4, 5 de verilmiştir
Tablo. 3. Broilerlerde Günlük Su Tüketimi (1000 adet)
Haftalık Yaş | Su/l | Haftalık Yaş | Su/l |
1 | 38 | 4 | 110 |
2 | 57 | 5 | 141 |
3 | 86 | 6 | 168 |
Tablo. 4. Yumurtacı Damızlık ve Ticarilerde Günlük Su
Tüketimi (1000 adet)
Haftalık Yaş | Su/l | Haftalık Yaş | Su/l |
1 | 19 | 6 | 103 |
2 | 38 | 8 | 130 |
3 | 57 | 10 | 155 |
4 | 72 | 12 | 190 |
5 | 90 | 15 vesonrası | 210 |
Tablo. 5. Hindilerde Günlük Su Tüketimi (1000 adet)
Haftalık Yaş | Su/l | Haftalık Yaş | Su/l |
1 | 35-55 | 9 | 240-282 |
3 | 114-136 | 11 | 260-315 |
5 | 160-190 | 13 | 270-330 |
7 | 190-240 | 15 | 320-335 |
Bu anlamda, kanatlı temelde insanlardan daha farklı değildir. Su yeterli miktarda sağlanmazsa, sürü önemli ölçüde genetik potansiyellerine göre daha düşük performans göstermiş olacaktır. Onlar sadece basitçe olması gerektiği gibi büyümemektedirler. Aksine su, çok fazla tüketiliyorsa; o zaman ıslak altlık, amonyak düzeyinde artış, ayak tabanı dermatitisi görülme sıklığı ve kötü altlık kalitesi, solunum yolu enfeksiyonları vb sürü sağlığında bozulma ile ilgili bir dizi sorunlar yaşanabilecektir. Suyun yetersiz ya da aşırı tüketimi sürü sağlığı ve performansını olumsuz etkileyeceğinden işletmenin ciddi ekonomik kayıplarına yol açmış olacaktır.
Kanatlının ihtiyacı olan su yeterli miktarda verilebilmekte midir? Bir hayvanın tükettiği her yarım kilo yem için en az 750 ml suya gereksinimi bulunmaktadır. Gerçi bu oran Kanatlının yaşamı boyunca sabit kalsa da, hayvan büyüdükçe yem tüketimi artacağından suyu ihtiyacı da artmış olacaktır.
Yeteri içme suyu temin edilse bile sürü yeterince su içebiliyor mu? Şüphesiz, her suluk sisteminin yönetim sorunları olacaktır, bu da su dağıtımını etkileyecektir:
1) Sistemde hava olması su sistemini düzenli çalıştırmaz.
2) Hattın ve/veya suluk sevilerinin çok yüksek ya da çok düşük olması,
3) Tıkalı hat, filtreler veya suluklar,
4) Uygun ayarlanmamış hat basıncı vb sorunlarla liste uzatılabilir.
Hayvanların su tüketimi fizyolojik olarak belirlidir. Yeterli bir su akışı söz konusu değilse; fazla akış ve tavuğun gaga ve sakallarıyla altlık ıslanır. Her iki durumda ciddi sorunlar yaratabilmektedir.
Bunların önüne geçmek, su sarfiyatını optimal ölçülerde tutmak için, tavuğun özelliğine yaşına ortam ısısına göre pratik olarak günlük su tüketim listeleri mevcuttur. Örneğin bir broilerin yem tüketimine uygun suluklara akış miktarının hesap edilmesi ve aşağıdaki denklemle belirlenebilir:
(Hayvanın haftalık yaşıx7) + 20 = dakikada ml olarak akış miktarı
Bu denklem temel alınarak şöyle bir grafik oluşturabilir:
Grafik.1. Haftalık yaşa göre ml/ dakika su debisi.
Peki, budan nasıl bir sonuç elde edilebilir ya da bilimsel ve pratik bilgiler çıkartılabilir mi? Evet, damlalıklı suluk (nipple) seçimi debiye göre yapılmalıdır. Mümkün olduğunca basınç parametresi bant genişliği olan damlılıklar tercih edilmelidir. Çünkü hayvan geliştikçe debiye göre su basıncı küçük ayarlarla düzenlenebilir.
Sıcak hava, kuru iklimlerde baş etmek için daha yüksek debili bir su akışına gereksinim vardır. Bunun için de su sisteminde kaliteli ve güvenli bir basınç regiletörü olmalıdır. Suyun debisi öyle ayarlanmalıdır kı: ne ihtiyaçtan fazla ne de az su verilmesine müsaade edilmemelidir. Açık sistem kümeslerde suluk başına veya alanın düşen hayvan sayısı daha az olmalıdır ki tüm hayvanlar rahatlıkla suya erişebilsinler.
Bir başka önemli nokta da; suluk temizliğidir. Özellikle çanaklı nipple suluklar bakteri, mantar ve yosun üreme alanları haline gelebilmektedirler.
Suluk sistemi kurulurken şu noktalar dikkate alınmalıdır:
- Kaliteli malzemeler tercih edilmeli, bakımı kolay sızıntısız uzun yıllar sorunsuz kullanılabilecek şekilde dizayn edilmelidir.
- Damlalıklı suluklar sorun yaşatmayan, hayvanın yaşına göre su debisi ve basıncına uygun olmalıdır.
- Su sistemi kümes büyüklüğü, hayvanın yaşı ve canlı ağırlığı, iklim koşullarına göre ihtiyacı karşılayacak şekilde düzenlenmelidir.
Kümes Hayvanlarının İçme Su Kalitesi Kriterleri Nasıl Olmalı?
Sağlıklı ve ekonomik bir üretim için yeterli ve güvenli su temini esastır. Peki; kümes hayvanları için güvenli, kaliteli içme suyu ne tür özelliklere haiz olmalıdır? İçme suyu kalite kısitasları çeşitli şekillerde değerlendirildiğinden, bu sorunun cevabı çoğu zaman karmaşıktır.
Hayvanların içeceği su bizim içeceğimiz su kalitesinde olmalıdır. Temiz, kokusuz, tortusuz, zararlı maddelerden, kirletici ve mikroorganizmalardan arınmış olması gerekir(Tablo. 6).
Hayvanın rahatça ve yeterice su içmesine önem verilse de sağlığı, gelişmesi, verimi ve üreme için su kalitesinin önemi çoğu kez göz ardı edilmektedir. Bu saydıklarımıza su kalitesinin (bakteriyel kirleticiler, mineraller, ya da diğer kirleticiler) doğrudan veya dolaylı etkisi olmaktadır. Su kalitesini belirlemede bir dizi kıstas bulunmaktadır. Kümes hayvanları için kaliteli içme suyu tanımlamak daha zor olduğundan bu kıstasların standartları insan veya diğer hayvan türleri için belirlenmiştir. Birçok durumda, standartlar ölüm ve performans kayıpları değil yetersizliklere göre belirlenmektedir.
Su, bakterilerin ve diğer mikropların varlığı, suda doğal olarak bulunan mineral düzeyleri, diğer kimyasal ve fiziksel faktörler acısından test edilebilir. Bunları saptayacak yöntemleri ve güvenli sınırlarını belirleyen, uygun su numunesi nasıl alınmalı gibi bilgileri içeren standart bir kılavuzun olması gerekir.
Normal koşullarda senede en az bir defa suyun analizi yapılmalıdır. Analiz sonuçları, gerekirse alınacak önlemler için doğru değerlendirilmelidir.
Şimdi su kalitesini etkileyen en önemli faktörlere kısa kısa göz atılabilir:
Renk, Tat, Koku
İçme suyu berrak, tatsız, kokusuz ve renksiz olmalıdır. Genel bir gözlem olarak; mavi bir renk bakır varlığına işaret ederken, kırmızımsı-kahverengi renk demir varlığını işareti olabilir. Hidrojen sülfür çürük yumurta kokusu ile fark edilebilir. Hidrojen sülfür demir ile birleşerek demir sülfür oluşur ve suyun rengi siyahlaşır. Bu da sülfat-indirgeyici bakterilerin varlığı anlamına gelebilir. Suyun tadını tuzlar değiştirebilmektedir. Acı bir tat genellikle demir ve manganez sülfat içermesi ile ilişkilidir.
Bakteriler
İçme suyunda mikroorganizmaların varlığı genellikle organik materyalle yüzey kontaminasyonunun bir sonucudur ve sürünün zayıf bir performans göstermesine neden olabilir. İçme suyunda Coliform bakteri varlığı genellikle fekal bulaşmayı işaret etmektedir. İstenilen içme suyunda bakteri hiç bulunmamasıdır.
Sudaki bakteriyel ve / veya kimyasal kirlilik, bazı maddelerin fazlalığı büyümede sorun, canlı ağırlık kaybı, verim düşüklüğü, ishal ve ölümler halinde karşımıza çıkar.
Canlı için vazgeçilmez olan su enfeksiyon etkenlerinin taşınması, üremesi ve bulaşmasında da önemli bir araçtır. Sudaki organik maddeler, su ile verilen vitamin, mineral ilaç ve kimi destekleyiciler su sisteminde biyoflim oluşmasına neden olmaktadırlar. Bu da mikroorganizmaların üremeleri için elverişli bir ortam oluşturmaktadır.
Eğer incelenen su numunesinde mikroorganizmaların sayısı çok yüksek ise, bu su kaynağının kontamine olduğunu, içilmesinin ciddi sorun yaratacağı anlamına gelir. İçme suları toplam bakteri, Coliform bakteri ve özellikle fekal Coliform bakteri düzeyi açısından beli bir program dâhilinde incelenmelidir.
Coliform bakteriler normalde insan ve hayvanların sindirim kanalında, bulunan mikroorganizmalardır. Sudaki varlığı fekal kontaminasyonun bir işaretidir. Hayvanların içme suyu için standartların; suyun her mililitresinde toplam bakteri sayısı 100 /mi ve coliform bakteri sayısı 0/ml olması gerekir(Tablo 6). Yapılan çalışmalarda bakteri sayısını sıfır olduğu su içirilen hayvanlardın performanslarında müspet yönde çok ciddi farklılıklar söz konusudur.
Fazla Bakteri Yükünün Nedenleri
Suda yüksek bakteri sayısı atık su alanları gibi kaynaklardan kirlenme olabilir. Kontaminasyon kaynaklarına çok yakın tasarlanmış, inşa hatası, eksiklikleri, yetersizlikleri, bakım eksiklikleri, drenaj sularının etkileri veya su sisteminin bakımının yapılmadığı, temizlik yetersizliği sayılabilir.
O yüzden su sistemlerinin düzenli temizlik ve dezenfeksiyonları yapılmalıdır. Sulukların en az 1-2 günde, depoların 6 ayda bir, su sisteminin devre sonunu yıkanıp dezenfekte edilmesi gerekir.
İşletme suları sık sık, hiç değilse 6 ayda bir bakteriyolojik ve kimyasal yönden incelenmelidir. Özellikle suyun çok tüketilen yaz aylarında, yağışlı mevsimlerde kontrollerinin düzenli ve sık yapılması işletme sağlığı ve sürü performansı açısından bir zorunluluktur.
Su sisteminin ve su dezenfeksiyonunda; klor, hidrojen peroksit ve katyonik yüzey etkinleri kullanılır. Ancak organik maddelerin varlığının düzeyine göre etkinlikleri sınırlı olacağı unutulmamalıdır. Su sisteminde organik kalıntıların(biyoflim) bulunması önlenmelidir.
Tablo.6. Kanatlılarda İçme Suyu Standardı(1,2,3,4,12,13,14)
KİRLETİCİ | NORMAL (Ortalama Kabul Düzeyi) | EN FAZLA(Kabul Edilebilir Düzey) | AÇIKLAMALAR |
Renk | 5 birim | 50 birim | |
Bulanıklık | 5 birim | 25 birim | |
Koku ve Tat | Kokusuz Normal | Kokusuz Normal | |
Total Eriyebilen Katı Madde | 1 mg/l | ||
Eriyebilen Fe veya Koloidal | 0.4 mg/l | ||
Total Bakteri ColiformBakteri Fekal Coliform | 0/ml0 ml0/ml | 100/ml0/ml0/ml | İstenilen 0/mlİstenilen 0/mlİstenilen 0/ml |
pH | 6.8-7.5 | 6.0 pH daha az istenilmez. 6.3 düşük pH performansı olumsuz etkileyebilir. | |
NitratNitrit | 10 mg/l- | 25mg/l0.1mg/l | 3 – 20 mg / l Seviyeleri performansı etkileyebilir. |
Total Sertlik | 60-180 | - | 60 daha az sertlik , çok yumuşak, 180 ve üzeri ise çok sert. |
Oksitlenebilirlik(02) | 2.2 mg/l | ||
Kalsiyum | 60 mg / l | 200 mg/l | |
Flor | 1mg/l | 1.5mg/l | |
Klor | 14 mg / l | 250 mg / l | Eğer sodyum 50 mg /l’ den yüksekse 14 mg / l kadar düşük seviyeleri zararlı olabilir, |
Serbest Klor | 0.1mg/l | 0.5mg/l | |
Sodyum Klorür | 3-4.5 mg/l4.5 mg/l üzeri10 mg/l | Büyümede yavaşlama, verimde düşme, artan ölümler.İçirilmemeliVerim sıfıra düşer Kitlesel Ölümler. | |
Bakır | 0.002 mg/l | 0.6 mg/l | Yüksek düzeyleri suya acımsı bir tat vermektedir. |
Demir | 0.2 mg/l | 0.3 mg/l | Yüksek düzeyleri suya kötü bir koku ve tat vermektedir. |
Kurşun | - | 0.02 mg/l | Yüksek düzeyi toksik |
Magnezyum | 14 mg/l | 125 mg/l | Yüksek düzeyleri müshil etkisi yapar. Sülfat seviyesi 50 mg /l’den daha yüksekse performans etkileyebilir. |
Sodyum | 32 mg/l | - | Sülfat veya klorür seviyesi 50 mg/ L üzerinde ise performansı etkileyebilir. |
Sülfat | 125 mg/l | 250 mg/l | Yüksek düzeyde bi müshil etkisi yapar. Magnezyum ve klorür düzeyleri 50mg /l nin üzerinde ise performansı etkileyebilir. |
Sodyum ve Magnezyum sülfat | 4 mg/l16 mg/l | Yem tüketiminde azalma, ishal, verim kaybı.Tüm sürünün ölümü | |
Çinko | 1.50 mg/l | - | Yüksek düzeyi toksik |
Çinko sülfat | 2.3 mg/l | Sü tüketiminde azalış, 3 gün içinde verim kaybı. | |
Alüminyum | 0.05mg/l | 0.2mg/l | |
Arsenik | 0.01mg/l | ||
Selenyum | 0,01 mg/l | ||
Siyanür | 0,2 mg/l | ||
Kadmiyum | 0,01 mg/l | ||
Krom | 0.05mg/l |
pH
Suyun asitlik veya alkaliliği pH değeriyle ifade edilir. pH 7 suyun nötr olduğunu, 7’den az bir pH değeri asitlk ve 7′den daha büyük bir pH’a alkaliliği gösterir.
Düşük pH lı su, ekipman aşındırıcı, tatsız ve performansı üzerinde olumsuz etkileri olabilmektedir. Keza pH’sı yüksek su da tercih edilmez. Kalsiyum ve magnezyum iyon düzeylerinin yüksek olduğundan su sisteminde birikim ve tıkanmasına neden olmaktadır. Hayvanlar asitli suyu alkali suya göre daha fazla tercih etmektedir.
Bulanıklık
Su içinde alüvyon, balçık, yosun ya da organik malzemeler gibi materyalin bulunması bulanıklığa neden olur. Suyun 5 ppm bulanıklığı tatsızlığa ve yüzeysel kirliği işaret etmektedir. Su bulanıksa filtre edilebilir.
Toplam Eriyebilen Katı Madde :
Toplam eriyebilen katı madde(TEKM) veya tuzluluk ölçümü, su içinde çözülmüş inorganik iyonların düzeylerini belirler. Kalsiyum, magnezyum ve sodyum tuzları TEKM önemli bileşenleridir. TEKM düzeyinin yüksek olması kanatlı üretiminde olumsuzluklara neden olan en yaygın kirleticidir(Tablo.8.).
Sertlik
Sertlik kalsiyum ve magnezyum bikarbonat ya da sülfat gibi çözünmüş minerallerin bulunması olarak tanımlanır ve kalsiyum karbonat benzeri bir eşdeğeri ifade edilir. Sert su, su sisteminde çökeltiler oluşturma, sistemin çalışmasını engelleme, tıkama gibi ciddi sorunlara sebep olmaktadır. Bazı iyonların toksik miktarlarda mevcut olmadıkça sertlik kümes hayvanlarında her zaman olumsuz bir etki yapmayabilir. Ancak yüksek düzeyde magnezyum sülfat (MgSO4) varlığı su tüketiminde artış, sulu dışkı ve üretimde bir düşüşe neden olabilmektedir. Diğer yandan aşırı sertlik suyla uygulanan ilaçlar, dezenfektanlar ve temizlik maddelerinin etkinliğini azaltabilir.
Sert su, lekeler halinde kalıntı bırakır ya da su sitemi ve ekipmanlarında diğer fiziksel sorunlara neden olsa da, sert su tavuk performansına olumlu ya da olumsuz etkisi olduğu gösterilmemiştir. Kümes hayvanları için içme suyu olarak kullanılan sert suyun islah edilirken var olan kimyasal dengesizliğin artmasına dikkat edilmelidir.
Nitratlar ve Nitritler
Nitratlar (NO3) organik maddenin ayrışma son aşamasında üretilmektedir. Suda bulunmaları genellikle gübre ya da insan ve hayvan atıkları ile kirlenmenin bir işaretidir. Nitratlar hayvan ve insan atıkları, azotlu gübre, bitki artıkları ve endüstriyel atıklar gibi kaynaklardan toprakta hatırı sayılır mesafelere yayılabilmektedir. Nitritler (NO2) organik bileşiklerin ayrışmasının ara aşamalarında ortaya çıkmaktadır.
Nitrat toksititesi kümes hayvanlarının yaşına göre değişiklik göstermektedir. Yaşlı hayvanlar daha dirençlidir. Tavuk ve hindilerde yapılan çalışmalarda 50mg/l olumsuz etkileri saptanmıştır. Nitritler nitratlar göre çok daha düşük seviyelerde toksiktir. 1 mg/l kadar düşük miktarlar bile toksik etki gösterebilmektedir. İçme suyu kuyusu eski ve daha sığ ise ve nitrat- nitrit sorunu ortadan kaldırılamıyorsa yeni,derin ve iyi inşa edilmiş yani bir kuyu gerekmektedir.
Asitlik ve Alkalilik
Suyun pH seviyesi asit ya da alkali (baz) olarak ifade edilir. Ne asit ne de alkali olan suya nötr su denilir ve pH değeri 7 dir. Asidik su pH değeri 7′den daha düşük ve alkali su 7′den daha büyüktür. Iyi su, normalde, 6.8 7.8 aralığında bir pH değerine sahiptir. Buna rağmen pH değeri yüksek veya düşük olan suda nadir değildir.
Asitik içme suyu, sindirim etkiler, su sistem ve ekipmanlarının paslanmasına yol açar, ilaçlar ve aşılar ile uyumsuz olabilir. Saha araştırmaları 6 daha düşük bir pH değerindeki içme suyu broiler performansını bozabildiği göstermiştir. 6.0 – 6.3 arasında pH değerine sahip suyun olumsuz bir etkiy yaptığından şüpheleniliyor.
Doğal Olarak Bulunan Kimyasallar
Kimyasalların büyük bir kısmı doğal olarak içme suyunda bulunabilmektedir. Genellikle, tavuk – hindi metabolizma veya sindirim fonksiyonlarına olumsuz etkilemeyecek miktarlarda bulunmaktadırlar. Bazı kimyasalların düzeyleri dengesizse ancak, bu durumda tek başına veya diğer kimyasallarla birlikte kümes hayvanlarının performansını etkileyebilirler.
Sodyum
Aşırı düzeyde Sodyum (Na) diüretiktir( idrar söktürücü). Suda normal sodyum düzeyi 32 mg/l civarındadır. Yapılan değişik çalışmalarda sülfat seviyesi de 50 mg/l ya da daha yüksek ve klorür seviyesi 14 mg/l ya da daha yüksek ise, 50 mg/l civarındaki bir seviyede sodyumun broiler performansına olumsuz etkiye yol açtığı gösterilmiştir.
Klor
Aşırı klor (Cl) tüketilmesinin metabolizma üzerinde olumsuz etkisi bulunmaktadır. 14 mg/l klor seviyesi içme suyu için normal kabul edilir. Çalışmalar sodyum 50 mg/l ile birlikte, içme suyu içinde 14 mg/l arasında bir seviyede hayvanda zararlı olabildiği saptanmıştır.. 25 mg/l gibi yüksek klor seviyeleri sodyum düzeyi normal sınırlar içinde ise bir sorun değildir.
Sülfat
Yüksek sülfat (S04) düzeyinin laksatif (müshil) etkisi vardır. Yaklaşık 125 mg/l düzeyleri içme suyu normal olarak kabul edilmektedir. Ancak sodyum veya magnezyum seviyesi ya 50 mg/l veya daha fazla ise 50 mg/l kadar düşük seviyelerde bile hayvan sağlığı ve performansı üzerinde olumsuz bir etkisi olabilmektedir.
Magnezyum
Yüksek magnezyum (Mg) düzeyi belirtisi çıvık sulu dışkıdır. İçme suyunda magnezyumun normal seviyesi 14 mg /l çıvarıdır. Bu kimyasal sülfat ile etkileşime girebilir. Araştırmalar; tek başına magnezyumun 68 mg/l sevileri hayvan performansını olumsuz etkilememekte, ancak sülfat düzeyi de 50 m/l veya daha büyükse zararlı olabilmektedir. Kanatlılarda magnezyumun güvenli seviyesi <250 (mg/l) , yoğunluk <21 (me/l)* iddiası vardır. Magnezyum için kümes hayvanları tolerans bilinmemektedir ama 250 mg /l’den daha az olabileceği genel kabuldür.
(*) : me / l = her litrede miliekivalen.
Diğer Kimyasallar
Diğer kimyasalların aşırı yüksek veya düşük konsantrasyonlarda kimi belirtiler oluşturabilir. Aşırı miktarda Manganez (Mn) lezzet sorun oluşturabilir. Bakır (Cu) düzeyinin fazlalığı suya acı bir tat verebilir ve karaciğer hasarına neden olabilir. Yüksek fosfat (P04) düzeyi kanalizasyon kirlenme işareti sayılır. Kalsiyum (Ca), 400 mg/l gibi yüksek seviyelerde herhangi bir olumsuz etkisi görünmemekte ve 35 mg/l ya da daha fazla seviyede tercihe şayandır.
Kanatlılarda Tuzlu Kullanılması
Sudaki tuz yüksek olduğunda sürüde fizyolojik rahatsızlığa ve hatta ölüme neden olabilir. Genellikle sudaki herhangi bir iyon dengesizliğinin sonucu iştah kaybıdır. Magnezyum seviyesi yüksek su içen sürülerde en sık görülen durum ishaldir.
• Su kaynağı: Küçük sığ kuyular ve akarsular derin kuyulardan ve büyük akarsulardan daha fazla kirlenme veya düşük kaliteli su olma olasılığı daha yüksektir. Ayrıca yeraltı sularının yüzey suyuna göre kimyasal açıdan dengesiz olması muhtemeldir.
• Mevsimsel değişiklikler: Kalitesiz sulara sıcak ve kurak mevsimlerde daha sıkça rastlanmaktadır. Şöyle ki:
(a) Bu dönemlerde buharlaşma nedeniyle doğal tuzluluk artar;
(b) Sıcaklık nedeniyle hayvanın su tüketiminde artış söz konusudur.
(c) Su tanklarında ısınma sonucu aşırı buharlaşma ile tuz konsantrasyonunda artış,
• Hayvanın yaşı ve kondisyonu: Genç, verim dönemindeki ve zayıf hayvanlar normalde daha duyarlıdır.
• Yem içeriği: Su tüketimini ve tuz toleransını etkileyen bir faktördür.
Ekonomik kayıp risklerinden kaçınmak için yukarıdaki faktörleri göz önüne almak gerekir.
Çiftlik hayvanları içme suyu için tuzluluğun sınır noktası olarak da düşünülen elektriksel iletkenlik değeri 5 ds/m’ den daha aşağıda olması istenmektedir. Bu sınırın üzerindeki değerlerde bazı fizyolojik bozukluklar ortaya çıkabilir ve aynı zamanda ekonomik kayıplara da neden olabilir.
Hayvanların sudaki minerallere toleransı birçok etkene bağlıdır: Bunlar tür, yaş, beslenme ve hayvanın fizyolojik durumu; mevsim, iklim ve sudaki tuz iyonlarının türü.
Suyun tadı kötüyse hayvan az su içebilir. Tuz içeriği yüksek suları içen (başka türde su içemeyen) sınırlı sayıda hayvan fizyolojik sorunlar yaşayabilir veya ölebilir.
Kanatlı hayvanlarda içme suyu tuzluluğun sınırı elektriksel iletkenlik değeri 5 dS/m’ yi geçmemelidir. Aksi halde ciddi fizyolojik bozukluklar ortaya çıkabilir ve ekonomik kayıplara neden olabilir,
Bu konuda çalışan uzman ve kurumlar anahtar sayılacak önerileri bulunmaktadır. Özetle:
- Mecbur kalmadıkça hayvanların yüksek tuzlu verilmemesi, Tuz düzeyi güven sınırları içindeki suların kullanılması önerilir.
- Eğer zorunluluk söz konusu ise sürünün susuz kalmaması ve ciddi bir sorun yaşamaması için, birkaç gün tuzlu su tüketebilir.
- Suların tuz düzeyindeki ani değişimler, aşamalı değişimlerden daha çok soruna yol açabilmektedir.
- Su içmedeki aksamalar ve düzensizlikler yem tüketimini de olumsuz etkileyebilmektedir.
Tablo 7 de diğer toksik iyonlar dışında yalnız tuz düzeyinin etkisi vurgulanmıştır. Su tuzluluğunun ana nedeni olan iyonlar tek başlarına çok toksik değillerdir. Ancak, magnezyum önemli bir konudur. İleride ciddi sorunlar yaşanmaması için Bir yerde kanatlı hayvan işlemesi kurulmadan su durumunun ve kalitesinin bilinmesi şarttır. Bu suyun içilebilecek özellikte olması gerekir.
Sürü kısa bir süre uygun olmayan suyu içmiş olabilir. Daha uzun süre bu zorunluluğu yaşamışlarsa daha dikkatli olunmalıdır. Her iki halde de aşağıda sıralanan öneriler sorunu minimize edebilmek için yararlı olacaktır:
- Kanalizasyon taşması, satıh sularının karışması gibi olumsuzları yaşanmasında zaman zaman kuyuların, hatların ve tankların temizlemesi,
- Eğer mümkünse içilebilir su ile mevcut suyun seyreltilmesi,
Tablo.7. Kümes hayvanları içme suyunun tuzluluk kıstası*
Su Tuzluluğu (ECw) ** |
Değerlendirme |
Açıklama |
<1.5 | Mükemmel | Kanatlı güvenle içebilir. |
1.5 – 5.0 | Çok tatminkâr | Bu tür suya alışık olmayan kanatlılarda sulu dışkı, geçici ishale görülebilir. |
5.0 – 8.0 | Kanatlıara içirilmemeli | Genellikle sulu dışkı neden olur. Özellikle hindilerde büyüme yavaşlar ve ölümler artar. |
8.0 – >16.0 | İçirilmemeli | Kabul edilmez. Kanatlılara önerilmez dahi. |
(*): 3 ve 4 Nolu kaynaklardan kanatlılar için adapte edilmiştir.
(**):ECw: Suyun elektiriksel iletknliği, tuzluk değeri, dS/m: deciSiemens per meter,olarak ölçülür.
(***):1dS/m: Yaklaşık 550 ppm
(<): Küçük
(>): Büyük
Mineral Kirleticiler
. Genel olarak içme suyunda çok çeşitli mineraller bulunmaktadır. Normalde, oldukça düşük konsantrasyonlarda bulunur ve herhangi bir olumsuz etkileri söz konusu değildir (Tablo.8).
Tablo.8. İçme suyunda toplam çözünmüş katı madde(tuz) yoğunluğu kullanım Kılavuzu*.
Suyun içindeki toplam çözünebilir tuz miktarı (mg/l) | Açıklamalar |
<1000’den daha az |
Kümes hayvanlarının normal içme suyu. Tuzluluk oldukça düşük düzeydedir |
1000–2999 |
Bu sular kanatlılar için tatminkârdır. |
3000-4999 |
Kümes hayvanları için zararlı su, genellikle ishale neden olur, ölüm artmış, büyüme ve verim kayıpları. |
5000-6999 |
Kümes hayvanları için kabul edilebilir sular değildir. Büyüme ve verim kayıpları ciddi boyutlarda, ölümler giderek artış. |
7000 ve üzeri |
Kanatlılara bu sular verilmez. |
(*) : 5 Nolu kaynaktan uyarlanmıştır.
Su kaynaklarının azotla kirlenmesi genellikle nitrat ve nitritler şeklinde ortaya çıkmaktadır. Her ikisi de, hayvan veya bitkisel maddeler. Kimyasal gübre veya hayvansal artıkların biyolojik çürümesinin bir sonucudur. Yüzey sularının sızıntılarıyla su kaynaklarını kontamine ederler. Nitrat varlığı genellikle, bakteriyel kontaminasyonu göstermektedir.
Nitrat tek başına toksik değildir. Ancak hayvanın bağırsaklarında bulunan mikroorgazimlerce toksik olan nitritte dönüştürülür. Nitrit hemoglobine kuvvetle bağlanır ve böylece, kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır. Kronik toksisite yetersiz büyüme, iştahsızlık ve zayıf koordinasyon neden olur. Broilerle yapılan çalışmalar da içme suyunda 3 ila 5 mg / l gibi düşük nitrat azot seviyeleri büyüme hızını bastırdığı saptanmıştır.
Yüksek yoğunlukta sülfatlar magnezyum ile birleşerek, magnezyum sülfat haline gelir ya da sodyum tuzları ile hayvanda laksatif etki sonucu ishale ve dolayısıyla “ıslak altlığa” neden olur. Keza Sülfat düzeyinin yüksekliği bakır ve diğer minerallerin bağırsaktan elimini engelleyebilmektedir.
Normalden fazla sodyum veya klor yüksekliği su tüketimi artır ve altlığın ıslanmasına neden olur. Yüksek demir düzeyi bakterilerin üremesini teşvik etmekte ve ishale yol açabilmektedir. Kuyu suyundaki demir havaya maruz kaldığı zaman, demir hidroksitte dönüşerek suyun paslı hale gelmesine neden olacaktır. Su içinde diğer kirlilikleri böcek ilaçları, herbisitler, endüstriyel atıklar, petrol ürünleri, kurşun ve kadmiyum gibi ağır metaller oluşturur. Bu kirleticiler daha pahalı test prosedürleri gerektirir.
Sudaki Toksik Kimyasallar
Hayvanlarda zehirlenmeye neden olan bir takım kimyasallar veya toksik iyonlar vardır. Bunlar bazen suda doğal olarak, ama daha sık atıkları ortadan kaldırmak ve benzeri bilinçsiz faaliyetlerimizin bir sonucudur. Genellikle suda doğal olarak toksik maddeler de riskli seviyenin çok altında yoğunluktadır. Eğer bu maddeler olağan dışı yüksek ve toksik düzeyde bulunursa, bu genellikle bazı dış kirlilik kaynağı varlığı anlamına gelmektedir. Yaygın olarak, toksik maddeler birçok inorganik elementler, organik atıklar, patojen organizmalar ve yabani ot ve böcek ilaçları ve kalıntılarını içermektedir. Bunlar, hayvana doğrudan toksik etki yapabilir veya suyun tat ve kokusunun değişmesine neden olabilirler. Yahut hayvan vücudunda birikerek, yumurta ve/veya etiyle tüketiciye zararlı olabilir.
Gerek insan gerekse hayvanların içme sularında birçok toksik inorganik elementin güvenli düzeyini belirten çizelgeler mevcuttur(3, 4, 5, 9).
Tablo.9. Kanatlı içme suyunda toksik kimyasalların güvenli üst limit düzeyleri*
Kirletici |
Üst Limit |
Alüminyum (Al) | 5.0 |
Arsenik (As) | 0.2 |
Berilyum (Be)1 | 0.1 |
Bor (B) | 5.0 |
Kadmiyum (Cd) | 0.05 |
Cıva (Hg) | 0.01 |
Krom (Cr) | 1.0 |
Kobalt (Co) | 1.0 |
Bakır (Cu) | 0.5 |
Flor (F) | 2.0 |
Demir(Fe) | 0.0 |
Kurşun (Pb)2 | 0.1 |
Manganez (Mn)3 | 0.05 |
Nitrat + Nitrit (NO3-N + No2-N) | 100.0 |
Nitrit (NO2-N) | 10.0 |
Selenyum (Se) | 0.05 |
Vanadyum (V) | 0.10 |
Çinko(Zn) | 24.0 |
(*): 3 Nolu kaynaktam uyarlanmıştır.
1.Verier yetersiz.
2. Eğer vücutta kurşun birikimi söz konusu ise bununla ilgili sorunlar 0.05 mg / l eşik değerde başlayabilir.
3. İnsan tüketimindeki sulara ait veri, Kanatlı için yetersiz veri,
En yaygın rastlanan sorunlar flor, demir, nitrat, sülfat ya da hidrojen sülfitle ile ilgilidir. Kimi çevrelerce florun neden olduğu sorunların çoğu gerçek bir toksisite olmadığı yönündedir. Flor kemiklerde sorunlara neden olmaktadır.
Nitrat veya nitrit ile hayvan zehirlenmesi güvenli değerlerin altındaki seviyelerde ortaya çıkmaz. Hayvanlara sığ yeraltı suyu verilmesi diğer sorunlar yanında hidrojen sülfit riskinin de yaşanma olasılığının yüksek olduğunu gözden uzak tutulması gerekir. Tek başına hidrojen sülfit sürüye zarar vermez, ancak kokusu su içimini olumsuz etkilemesi yanında sülfürik asit oluşumundan ötürü su sisteminde korozyon neden olmaktadır. Eğer bu tür suyun depoya doldururken havalanma imkânı olursa hidrojen sülfitin büyük bir kısmı buharlaşarak dağılır.
Analiz İçin Su Örnekleri Nasıl Alınmalı?
Su örnekleri doğru olarak alındığı takdirde analiz sonuçları güvenilir olacaktır. Bunun için analizi yaptıracağınız güvenilir ve deneyimli bir laboratuara ihtiyaç vardır. Örnek almayı bu laboratuarın destek ve direktifi doğrultusunda yapılması, özellikle mikrobiyolojik analiz için alınan numuneler soğuk koşullardan en fazla 24 saat içinde test yapılacak yere ulaşmalıdır.
Su Sorunlarını Giderme Eğer su bir kalite sorunu ile karşı karşıya ise altta yatan nedeni bulmaya öncelik vermelidir. Bazı durumlarda, su ihtiyacı için farklı bir kaynak bulmak gerekli olabilir.
Suyu Arıtmada Kritik Noktalar
su kalitesini olumsuz etkileyen kirlendiricileri minimize etmek veya tamamen ortadan kaldırmak için farklı yöntemler ve seçenekler mevcuttur:
Klorlama; Klorlama mikrobiyal düzeyin kontrolü için uygulanan bir yöntemdir. Sudaki bakteriyel kirliliği ortadan kaldırmak amacıyla klor kullanımı yaygın olarak kullanılagelmektedir. Klor hat içi bir dozajlama yoluyla tatbik edilebilir. Genel tavsiye, dozajlama suluklara mümkün olduğunca uzak ve klor seviyesi 2 ila 3 ppm olmalıdır. Klor seviyesi bir test kiti kullanılarak kolayca belirlenebilir.
Klorlama kuralları:
- Aşırı ısı streslerinde klorlama dozuna dikkat edilmeli,
- Klor kalıntısının kümesin ortasından sonuna kadar suluklarda en az 1 ppm(miligram/litre) seviyesinde olup olmadığı ölçülmelidir.
- Klor aşıyı öldüreceğinden içme suyu ile aşılama öncesi klorlama yapılmamalı ve klor artığının nötralizasyonu için yağsız süt çözeltisi uygulanmalı,
- Klor çözeltisi asidik olduğundan genellikle kavcuk, lastik ve benzeri malzemeye zarar vereceği unutulmamalıdır.
Yararlı bakterileri de etkileyeceğinden dezenfektan pek önerilmez. Birçok dezenfeksiyon yöntemi kimi zaman başarısız olur ve hayvanların bakterilere maruz kalması muhtemeldir. Bunun için en emin yöntem kirlilik kaynağını ortadan kaldırmaktır.
Su kaynağında bakteri düzeyi az olsa bile, hayvanlar su hatlarında ve suluklarda üreyen mikroorganizmalara maruz olabilirler. Çünkü bu mikroorganizmalar çok hızlı üreyebilmektedirler. Onun için suluklar her gün dikkatlice temizlenmelidir. Etkin suluk temizliği yanında klorlama veya diğer uygun bir dezenfektanla suyun muamele edilmesi mikroorganizma düzeyinin kontrolü açından etkin olacaktır.
Suda klor miktarının 1 ppm düzeyinde homojen olması için bir dozajlama cihazına ihtiyaç vardır. Geleneksel yöntemlerle de klorlama yapılabilir. Ancak klor su içinde homojen dağılmayabilir ya da klor seviyesi düşük veya yüksek olma olasılı her zaman yaşanabilmektedir. Sudaki klor seviyesinin düşüklüğü mikroorganizmayla etkin bir mücadele edilmemesi demektir. Yüksek klor seviyesi de hayvanın yeteri kadar su tüketmemesi şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
İçme suyunun bakteri kontrolünde iyot bazlı dezenfektan kullanımı etkilidir ve daha rezidüel etkinlik sağlamaktadır. Ancak klorlamadan daha pahalıdır.
Tavsiye edilen oranlarda yalnızca onaylı kimyasallar ve ekipmanlar tercih edilmeli ve su sistemi donanımları ile uyumlu olması, zarar vermediğinde emin olunmalıdır.
Keza içme suyu ile aşı veya dezenfektan ile uyumsuz ilaç kullanmadan önce suluklarda ve su hatlarında dezenfektan artığı kalmadığına dikkat edilmelidir.
Yumuşatma; Suyun sertliği azaltmak için birçok yumuşatma cihazı bulunmaktadır. Kanatlılar sodyum iyonlarına duyarlı olduğundan cihaz seçiminde titiz davranmalı ve bu nokta üretici firmaya bildirilmelidir.
Polifosfatlar; Polifosfatlar su sistemlerinde çökelti oluşumunu önlemek için öncelikle kullanılan kimyasal bileşiklerdir. Suda bulunan mineral kirleticilerin tutulmasını sağlarlar.
Kaynaklar
- Anon.(2004): Su Kirliliği Kontrolü ve Yönetmenliği, Çevre ve Orman Bakanlığı, Resmi Gazete sayısı: 25687, URL: http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/ 2. Anon.(-): FAO Coporate Document Respository Water Quality for Agriculture(Water Qualıty For Lıvestock and Poultry) www.fao.org/docrep/003/T0234E/T0234E07.htm (Erişim:10.05. 2013].
- 3. Anon.(1972):3a. National Academy of Sciences and National Academy of Engineering. Water quality criteria. United States Environmental Protection Agency, Washington DC. Report No. EPA-R373-033. 592 p.
- 4. Anon.(1974): Nutrients and toxic substances in water for livestock and poultry. 3b.National Academy of Sciences. Washington DC. 93 p.
- 5. Anon.(1974): Nutrients and Toxic Substances in Water for Livestock and Poultry. National Research Council. Washington, D. C. National Academy of Sciences 6. Anon.(1976): Prognosis of salinity and alkalinity. FAO Soils Bulletin 31. FAO, Rome. 7. Anon.(1980): Mineral tolerance of domestic animals. National Research Council, National Academy of Sciences
- 8. Anon: (2001):Mineral tolerance of domestic animals. National Research Council National.
9. Anon.(2011): Guidelines for Dinking Wter Quality. WHO 4th.Edition, ISBN:97892 4 154815 1,54ı p.
10. Carter,T.A.,Sneed, R (1996). Drinking Water Quality for Poultry, North Carolina Coopeative Extension Service.
11. Demirözü, K.(1986): Tavukçulukta Suyun Önemi. 06-08.Mayıs.1986 Meslek içi Eğitim Seminrinde tebliğ edilmiştir. Vetil Katkıları Ağustos/1986, 1-2., Çiftlik Dergisi, Mart-1989 61(51-53).
12. Demirözü, K. (1988): Tavukçunun El Kitabı, Kartal Kimya Yayını, 133 Sayfa, İstanbul. 13. Demirözü, K. ; Uyanık, F.(1989): Suyun Tuz Düzeyi Yumurta Kabuk Kalitesini Etkilemektedir. —Çeviri- Çiftlik Dergisi,64.
14.Demirözü, K. (2007): Tavukçulukta Suyun Önemi. Topkim Teknik Bülten, TSH.O3.07/ 06KD.
15. Eckenfelder W.W. (1980): Principles of water quality management. CBI Pub. Co., Massachusetts.
16. McJunkin, F.E. (1975): Water engineers, development and disease in the tropics. Academy of Sciences Agency for International Development. USAID, Department of State, Washington DC.