Quantcast
Channel: KÜMES HAYVANCILIĞI arşivleri - Çiftlik Dergisi
Viewing all 1002 articles
Browse latest View live

Kuş Gribi İle Mücadelede Türkiye’nin Başarı Gerçeği

$
0
0

Ülkemizde ve dünyada kanatlı sektörüne büyük yıkıma neden olan “Kuş Gribi” mücadelesinde Türkiye örnek ülke olarak gösterildi.

 

Avrupa Birliği bünyesinde faaliyet gösteren ve merkezi Stockholm’de bulunan Avrupa Bulaşıcı Hastalıklarla Mücadele ve Kontrol Merkezi uzmanlarından doktor Denis Coulombier, Türkiye’nin kuş gribiyle ilgili mücadelede “örnek ülke” olarak gösterildiğini söyledi.   Bu konu ile ilgili soraları yanıtlayan Coulombier, 2006 yılında ortaya çıkan krizde Türkiye’nin “hızlı ve şeffaf” biçimde hareket ettiğini belirterek, AB’de bu alanda yapılan ve yapılacak çalışmalarda Türkiye’nin tecrübesinin büyük önem taşıdığını kaydetti.

 

Kuş gribi vakası görülmesinin hemen ardından Dünya Sağlık Örgütü ve AB’nin ilgili birimlerinin Türk yetkililer tarafından derhal haberdar edildiğini ve alınacak önlemler konusunda yakın ve etkili işbirliği içine girildiğine belirten Coulombier, “Bu konuda Türkiye’nin tavrını takdirle karşılıyoruz” dedi.

 

Sağlık Bakanlığı uzmanları, kamu sağlığını tehdit eden bulaşıcı hastalıkların çıktığı ülkelerin şeffaf olması ve hızlı davranması kadar, bu ülkelere yapılacak yardımın ve yine bu ülkelere gereksiz yaptırım yapılmamasının da önemli olduğunu hatırlattı.

 

Grip ilaçları virüslere işlemiyor 

 

Bilim adamları bu yıl ilk kez grip ilaçlarının grip virüsü karşısında bir işe yaramadığını açıkladı.

 

ABD’li bilim adamları, “En etkili ilaç Tamiflu bile birşey yapamıyor” derken, direncin Asya ve Avrupa’ya yayılabileceği uyarısı yaptı

 

Amerikalı bilim adamları, bu yılki grip virüslerinin ilaçlara karşı beklenmedik bir direnç geliştirdiklerini açıkladı. International Herald Tribune Gazetesi’nin haberine göre, gribe karşı kullanılan ilaçların en başında gelen Tamiflu adlı ilaçla yapılan testler bu yıl sürpriz sonuçlara yol açtı.

 

Merkezi New York’ta bulunan Memorial- Sloan Kettering Kanser Merkezi Laboratuvarı’ndan Doktor Kent Sepkowitz, özellikle Tamiflu adlı ilaçla yapılan tedavilerde, geçen yıllarda grip virüslerinin sadece yüzde 11’inin ilaca karşı direnç geliştirdiğini hatırlatarak, bu yıl direnç oranının yüzde 99’a çıktığını açıkladı. Sepkowitz, bugüne kadar ilk kez böyle bir durumla karşılaştıklarını söyledi.

 

Bugüne kadar Tamiflu’ya karşı direnç geliştiren virüslerin başında H1N1 tipi virüs geldiğini kaydeden bilim adamları, bu yıl en yaygın olarak da bu virüsle karşılaşıldığını belirtiyor. Roche firması tarafından üretilen Tamiflu, dünyada gribe karşı kullanılan ilaçların en başında geliyor. Bilim adamları direncin nereden kaynaklandığını araştırıldığını belirtirken, birkaç yıl önce benzer bir durumla Japonya’da da karşılaşıldığı, ancak burada söz konusu ilaca karşı direnç geliştirenlerde virüsler zayıfladığı için başkalarına bulaşma oranlarının epeyce düşük olduğu belirtiliyor.


Pazarda Yumurta Satışa Yasaklanıyor

$
0
0

Pazarda Yumurta Satışa Yasaklanıyor

 

Burcu TANER (DHA)

 

AB’ye uyum kapsamında yumurtayı soğuk hava depolarında saklaması istenen bakkallar ’O zaman satmam’ demeye başlarken, üretici temsilcileri “Yumurta pazarda satılmazsa küçük pazarlamacılar ortadan kalkacak. Üreticinin bunu yapması mümkün değil, tüketici de fiyat yükselmesiyle olumsuz etkilenecek” dedi.

 

Yumurta Üreticileri Merkez Birliği (YUM-BİR) Başkanı, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Üyesi Derya Pala, yumurtacılık sektörünün sorunlarını Borsa’nın kurumsal dergisinde değerlendirdi. Pala, 2012 yılında bir önceki yıla göre üretim ve ihracatını artıran, ancak yem fiyatlarındaki artışla maliyetleri de artan sektörde piyasa ve fiyat istikrarsızlığının ciddi bir sorun olduğuna işaret etti. Şu anda en güncel sorunlardan birinin perakende satışlardaki sorunlar olduğunu ifade eden Pala, “Pazarları çok sıkıştırmaya başladılar. Depolar ve dükkanların soğuk depoya sahip olması isteniyor. Yumurta, pazar satış yerlerinde, dükkanlarda dolaba girecek dediniz mi imkansız. Bakkallar da ’O zaman satmam, çeşit olsun diye koyuyorum’ diyor” bilgilerini verdi.

 

TÜKETİCİ DE OLUMSUZ ETKİLENECEK

 

Bu uygulamaların AB’ye uyum kriterleriyle gelen değişiklikler olduğunu da anımsatan Pala, şunları söyledi: “Fakat Avrupa’ya baktığımızda değil yumurta, etleri çengele asıp satıyorlar. Avrupa’da pazar yapısını ayırıyor. Yumurta pazarda satılmazsa küçük pazarlamacılar ortadan kalkacak. Üreticinin bunu yapması mümkün değil. Tüketici de fiyat yükselmesiyle olumsuz etkilenecek. Yumurta Kodeksi aslında 2008’de çıktı. Ama denetimleri şimdi sıkılaştırdılar. Ruhsatların yenilenmesi 2011 yılında çıktı, 2012 sonuna kadar süre verildi. Bal bile açıkta satılıyor. Oysa yumurtanın ambalajı kendinde. Küçük üretici için koşullar zorlaşacak.”

 

Mevzuatın ’pazar, market, bakkal’ diye bir ayrım yapmadığını da kaydeden Pala, “Pazarı kesinlikle ayırması gerekiyor. Çiftlikten, kapıdan satışlar diye bir şey konulmuş. Oysa Avrupa’da üzerine işletme numarası vesaire yazmak bile zorunlu değil” dedi.

 

GÜLER: KRALDAN ÇOK KRALCILIK VAR

 

İTB Yumurtacılık Meslek Komitesi Üyesi Ferit Güler ise, “Denetimde kırık, kirli yumurta görmeyeceğiz’ demişler. Bu mümkün değil. Avrupa Birliği’ne uyum yasasında kraldan çok kralcılık var. Yunan adalarına yaptığım bir gezide pazarına denk geldim, bizimle aynı. İtalya’da, Almanya’da da böyle. En azından taze yumurta pazarda satılır. Satıcılar da 4-5 günlük yumurtayı almazlar” diye konuştu.

 

 

Kanatlı Tanıtım Grubu En Büyük Pazarımız Irak’ta Sektörün Nabzını Tuttu

$
0
0

Irak/Erbil’de 21–24 Kasım 2012 tarihleri arasında 25 ülkeden 400 firmanın iştiraki ve 100.000 üzerinde  ziyaretçin katılımı ile büyük ilgi gören, Irak’ta düzenlenen en büyük gıda fuarı olan ve aynı zamanda Ortadoğu Bölgesi’nin en önemli fuarlarından biri olan Iraq Agroo – Food 2012 Fuarında Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubunun standı katılımcıların ve sektör temsilcilerinin yoğun ilgisi ile karşılaştı.

 

Söz konusu fuara, Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu’nu temsilen; Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Üyesi  Derya PALA , Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu Yüksel KÜÇÜK ve Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu  Personeli  Mustafa YILMAZ  İstanbul İhracatçı Birlikleri Personeli  Necati KORKMAZ  katılmış olup, güzel bir noktada başarılı bir performans sergilenerek ülkemizle ticari ilişkiler kurmak isteyen firmalarla olumlu temaslar kurulmuş , hedef pazarımız olan Irak’ta marka değeri yakalayan  Türk ürünlerinin en başında gelen Turkish Poultry gücü bir kez daha teyit edilmiştir.

 

Standımızı ziyaret eden misafirlerimiz ile  Türk Ürünlerinin Türkiye’de yer alan modern tesislerde en yüksek hijyen ve sağlık standartları çerçevesinde üretilerek kardeş ülke Irak pazarına sunulduğuna dikkat çekilere  ayrıca her iki ülkenin coğrafi, tarihsel ve kültürel yakınlığın iki ülke arasındaki ticaret hacminin  gelişmesi için büyük bir şans olduğuna değinilmiştir.

 

Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Lideri Mesut BARZANİ  , Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi Dış İşleri Bakanı Mustafa Salah Türkiye’nin Kuzey Iraktaki Ticaret Müşavir Sayer ERBİL Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu standını maiyetindeki heyet ile birlikte ziyaret etmiş, Tanıtım Grubumuza kanatlı ürünleri sektöründe yer alan Türk firmalarına teşekkürlerini ileterek grubumuza başarılar dilemişlerdir.

 

Tavuk Eti İle Ucuz Maliyetli Sucuk İmal Edenler Yeni Kanunla Zam Yapacaklar

$
0
0

ÇİFTLİK HABER MERKEZİ

 

Yıllardır maliyetleri düşürmek için kırmızı et şarküteri ürünlerine tavuk eti katarak büyük kazanç elde eden firmalar, yeni çıkarılan  ‘Türk Gıda Kodeksi Et ve Et ürünleri Tebliği” ile bu imalatlarını gerçekletiremeyecekler.

 

30 LİRALIK ETE 5 LİRALIK TAVUK ETİ KARIŞTIRDILAR

 

Gerekli denetimler yapılmadığı için karışımlarını tüketicilerden saklayan firmalardan bazıları ise (Büyük Firmalar) kullandıkları tavuk ürünlerinin oranlarını etiketlerine yansıttılar.Yüzde 70 oranında katılan tavuk etleri ile yapılan sucuklan 25-30 lira etiketle satışa sunuldu.Böylelikle büyük oranda haksız kazanç elde edildi.

 

SAĞLIKSIZ ÜRETİMLERDE  YAPILDI

 

Yapılan sağlıklı tavuk ürünlerinin karıştırılmasının yanında, bazı merdivenaltı imalatlarda tavuk ürünlerinin  atılan bölümleri karıştırılarak halka içinde ne olduğu belli olmayan ürünler de sunuldu.

 

KUŞ GRİBİ İLE DUYURULAR BAŞLADI

 

Hala nasıl çıktığı ve nasıl bir kez daha gelmeyen “Kuş Gribi” salgınından sonra bu ürünleri ürütenler boy boy gazete ilanlyarı vererek ürünlerinde tavuk etinin bulunmadığını belirttiler.

 

TAVUK ÜRÜNLERİNDEN YAPILAN SUCUKLAR SAĞLIKLI VE ÇOK UCUZ

 

Tanınmış marka tavuk entegre kuruluşlarının imal ettiği saf tavuk ürünlerindan yapılan sucuk.salam ve sosisler hem ucuz,hem de lezzet bakımından da sevilen şarküteri  ürünleri olarak tüketiciler tarafından tüketiliyor.

 

ET ÜRETİCİLERİ TAVUKÇULARI KIZDIRDILAR

 

Et ürünleri imalatı sırasında karışımların yasaklanmasına ilişkin demeç veren Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç kanatlı üretimi yapanları bir hayli kızdırmışa benziyor.Sanki tavuk ürünlerinden yapılan imalatlar sağlıksızmış gibi belirtiliyor.

 

Tavuk karışımı yapılmayacağı için daha sağlıklı üretim yapacaklarını belirten Bülent Tunç Anadolu Ajansına verdiği beyanatta şunlara değindi;

 

Fiyatlar artabilir!

 

Karışım dönemi sona eriyor

 

Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Bülent Tunç, et ürünlerinde karışımın yasaklanmasına ilişkin, ”Artık karışım yapılamayacağı için fiyatlarda artış olabilir ancak daha kaliteli et tüketilecek” dedi. Tunç, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın ‘Türk Gıda Kodeksi Et ve Et ürünleri Tebliği”ni olumlu karşıladıklarını anlattı.

 

‘KALİTE ARTACAK’

 

Karışımlı ürünlerin insan sağlığına zarar verdiğine işaret eden Tunç, bu şekilde çok sayıda firmanın haksız kazanç elde ettiğini dile getirdi.  Tunç, uygulamaya destek verdiklerini belirterek, ”Bu, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın, son dönemde yaptığı en güzel işlerden birisidir. Bu noktada emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bakanlığımız, vatandaşın sağlıklı et tüketmesi için taşın altına elini değil, adeta vücudunu koydu” dedi. Bu şekilde üretim yapan firmaların artık kaliteli üretime geçmek zorunda kalacağına işaret eden Tunç, et ürünlerindeki kalitenin bu şekilde artacağını kaydetti. Tunç, sağlıksız üretim yapan firmaların halka duyurulmasının önemine değinerek, ”Önceden denetimler yapılıyordu fakat halka duyurmada sıkıntı vardı. Şimdi sağlıksız üretim yapan firmalar anında halka duyuruluyor. Böyle olunca da sağlıksız koşullarda üretim yapmaya kimsenin cesareti kalmadı. Bunun sonucunda halkımız, sağlıklı et tüketebilecek” diye konuştu.

 

5 LİRAYA SUCUK DEVRİ KAPANDI

 

Karışımlı ürünlerin ucuz fiyata satıldığını anlatan Tunç, bu ürünlerin ucuz olduğu kadar kalitesiz olduğunu savundu. ”Kanatlı hayvan ürünleri artık dana etine karıştırılmayacak” diyen Tunç, ”Bu uygulama sayesinde sokakta, pazarlarda 5 liraya sucuk görülemeyecek artık. İnsanlar gerçekten dana etinden sucuk alacak. Bu şekilde vatandaşımız geçmişteki sucuğun tadını yeniden alacak. Tekrar sofralarda, kaliteli ve sağlıklı ürünler bulunacak” ifadelerini kullandı. Tunç, uygulamanın fiyat artışını da beraberinde getirebileceğine dikkati çekerek, ”Eskiden sucuğun içinde tavuk kemiğinden elde edilen madde bile vardı. Artık karışım yapılamayacağı için fiyatlarda artış olabilir ancak daha kaliteli et tüketilecek” dedi.

 

HALKIN, SUCUK VE BENZERİ ÜRÜNLERE YAPILACAK ZAMLA  TAVUK ÜRÜNLERİNE DÖNECEĞİ BELİRTİLİYOR

 

Kırmızı et ürünlerine yapılacak büyük oranda zamların tavukçuluk ürünlerine yarayacağı belirtildi.Zamlar sonunda halkın tüketkici olarak içinde ne olduğu belirtilen tavuk ürünlerinden imal edilecek sucuk.salam ve sosise yöneleceğini söyleyen yetkililer bundan da tüketicinin kazançlı çıkacağını söylediler.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İşlenmiş Kanatlı Ürünleri Çalıştayı Manisa’da Düzenlendi

$
0
0

Günlerdir kanatlı sektörünün beklediği II.Et Ürünleri: İşlenmiş Kanatlı Ürünleri Çalıştayı geniş bir katılımla yapıldı.

 

06-07 Aralık 2012 tarihleri arasında Manisa  Anemon Otel’de düzenlenen çalıştaya; ülkemizin değişik üniversitelerine bağlı fakültelerinden bilim adamları, bakanlık yetkilileri, sektörün değişik kesimlerinden firma temsilcileri ve meslek örgütlerinden olmak üzere çok sayıda davetli katıldı.

 

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Çalıştay Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Semra Kayardı, çalıştayın konusunu Manisa ve yakın çevresinde kanatlı eti sektörünün oldukça yaygın ve gelişmiş olması ve çeşitli nedenlerle hayvansal protein ihtiyacını karşılamada eğilimin giderek kanatlı eti ve ürünlerine doğru yönelmesi nedeniyle “İşlenmiş Kanatlı Eti Ürünleri” olarak belirlediklerini söyledi.Prof. Dr. Kayardı, “Bu bağlamda akademisyenler ve firmaların Ar-Ge birimleri başta olmak üzere, sektöre emeği geçenlerin birlikte son durumu değerlendirmelerini hedefledik. Ülkemiz kanatlı sektörü, son yıllarda hızlı bir gelişme kaydetmiş ve bazı gelişmiş ülkelerle yarışabilecek duruma gelmiştir. Kanatlı eti ve ürünleri sektörünün, gıda sektörü içinde AB ile rekabet edebilecek birkaç alt sektörden biri olmasında, doğru ve bilinçli yatırımlar yanında bu alanın geniş işgücü istihdamı oluşturması, endüstriyel üretime uygunluğu ve gıda alanında çok iyi örgütlenmiş sektörlerden biri olmasının katkısı yadsınamaz” diye konuştu.

 

Rektör Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli ise, “Ülkemiz kanatlı et üretimi konusunda, küresel rekabette önemli noktalara geldi ve ciddi rakamlara ulaştı. Bu çalıştay gibi bilimsel toplantılar da rekabete uyumu sağlayacak” dedi.

 

 

Bilimsel projelere destek sözü  

 

Kayaardı’nın konuşmasının ardından çalıştay destekçilerinden Keskinoğlu A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Keskinoğlu kürsüye davet edildi. Önem verdikleri böylesi bir bilimsel çalışmanın içinde bulunmaktan ve destekçisi olmaktan mutluluk duyduklarını ifade eden Keskinoğlu, CBÜ Rektörü Pakdemirli ve öğretim üyelerine teşekkürlerini sundu.

 

Denetimler sıklaştırılmalı  

 

Çalıştayın açış konuşmalarının finalini Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Eryılmaz gerçekleştirdi. Düzenlenen çalıştay nedeniyle CBÜ yönetimine ve çalıştaya katılan sektör temsilcilerine teşekkürlerini sunan Eryılmaz, sağlıksız üretimlerin önüne geçilebilmesi için tüm kurumların işbirliğiyle denetimlerin sıklaştırılması gerektiğine vurgu yaptı.

 

Konuşmaların ardından çalıştayın düzenlenmesine katkıda bulunanlara teşekkür plaketleri takdim edildi. Çalıştaya sponsorluk eden firma yetkilisine plaketini Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Eryılmaz verdi.

 

Çalıştayın birinci gününde sektörün çeşitli sorunları şu başlıklar altında görüşüldü ve tartışıldı;

 

1.İşlenmiş Ürünlerde Kalite ve Gıda güvenliği,

 

2.İşlenmiş Ürünlerde Yasal Düzenlemeler ve AB Süreci,AR-GE Çalışmaları ( ürün geliştirme ve kullanılan yeni teknikler).Bu alandaki üniversite sanayi işbirliği olanakları,

 

3.Ambalajlama  Materyalleri ve yöntemleri,

 

4.Tüketici beklentileri,sektörel sorunlar, çözüm önerileri  ve hedefler  Beş konuda yuvarlak masa toplantısı düzenlenerek tartışılarak ilgili bakanlık ve mercilere bildirilmek üzere raporlar hazırlandı.

 

Çalıştay ikinci günü yuvarlak masa toplantıları sonuçlarının sunumu ve değerlendirilmesi ve sonuç bildirgesinin okunması ile son buldu.

 

Yumurta Altın Çağını Yaşıyor

 

Piliç üretimindeki ciro 7 milyar dolara ulaştı.

 

Türkiye beyaz et ve yumurta sektöründe altın çağını yaşıyor.   Üreticilerin yeni pazarlara ulaşması ile Türkiye’nin piliç üretimi 1 milyon 700 bin tona ulaşırken sektörün toplam cirosu ise 7 milyar dolara ulaştı.   İhracatın 2 yılda 2 milyar dolara çıkmasını, tavuk üreticileri hedefliyor.

 

Manisa’da düzenlenen çalıştayda, halk arasında yaygın olarak bilinen ‘45 günlük tavuklarda hormon eti kullanılıyor’ haberlerinin  yanlış olduğu da dile getirildi.

 

Kurban Bayramı ve Balık Bolluğu, Tavuk Fiyatlarını Düşürdü

$
0
0

Bu yıl özellikle palamut, lüfer, istavrit, çinakop ve hamsi bolluğu, tavuk fiyatlarını düşürdü.

 

Bu yıl özellikle palamut, lüfer, istavrit, çinakop ve hamsi bolluğu, tavuk fiyatlarını düşürdü. Kurban Bayramı’ndan sonra kırmızı etin dolaplarda yer almasının da düşüşte etkili olduğu belirtiliyor. Sektör temsilcileri, fiyatların yeni yıldan sonra toparlanacağını tahmin ediyor. İhracatta ise herhangi bir aksama olmadığı kaydedildi.

 

Marmara ve Karadeniz’de son yılların en bereketli balık sezonu yaşanıyor. Özellikle palamut, lüfer, istavrit, çinakop ve hamsi bolluğu fiyatları düşürdü. Denizdeki bereket sayesinde vatandaş ucuz balık yemenin keyfini çıkarırken beyaz et sektörü olumsuz etkilendi. Tavuk eti üreticileri, tüketimdeki düşüşü durdurmak için fiyatlarda yüzde 15’e varan oranlarda indirime gitti.

 

Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-Bir) Başkanı Sait Koca, fiyatların düşmesindeki etkenlerden birinin de balıkta yaşanan bolluk olduğunu belirterek, “Sezon olarak bu aylar beyaz et fiyatları biraz daha düşük seyreder. Tüketicilerin tavuk yerine balığı tercih etmesi ve kış aylarında masrafların artmasından dolayı beyaz et fiyatları kasım ve aralık aylarında düşer.” dedi. Bir ay önce 5,5 TL’ye satılan bütün tavuğun kilo fiyatı 4,5 TL’ye, but 5,25 liradan 4,25 liraya, kanat 8 TL’den 7 TL’ye, göğüs 6,75 TL’den 6 TL’ye, pirzola 8 liradan 7 liraya düştü. Beyaz et fiyatlarındaki gelişmeleri değerlendiren BESD-Bir Başkanı Koca, fiyatların aralık ayının ortalarından itibaren normale dönmesini beklediklerini söyledi. Şu an zararına satış yaptıklarını iddia eden Koca, “İhracat devam ediyor. Üretimlerimizi ihracata göre ayarlıyoruz. Kasım ayında 27 bin ton ihracat yaptık.” diye konuştu. Resmî rakamlara göre geçen ay tavuk eti tüketiminin yüzde 5 düştüğünü, bu ayda aynı oranda azalma beklediklerini dile getiren Koca, şunları kaydetti: “Tavuk eti, ucuzluğu sebebiyle tüketicinin vazgeçemeyeceği bir besin maddesi haline geldi. Yüksek kârlarla çalışan bir sektör değiliz. Ürettiklerimizi tükettirmeye çalışıyoruz. Her sene ciddi bir üretim artışı oluyor. Bu da tüketiciler açısından iyi.” Sait Koca, ihracatın düzenli olmasının iç piyasa fiyatlarının daha da düşmesini engellediğini aktardı.

 

FİYATLAR YILBAŞINDAN SONRA TOPARLANIR

 

Lezita markasıyla üretim yapan Abalıoğlu Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ender Abalıoğlu da, “Bu sene balık bol. Vatandaş tavuk eti yerine balık yiyor. Bundan dolayı fiyatlar biraz düştü. Kırmızı etin ucuz olması ve Kurban Bayramı’nda çok fazla kurban kesilmesi de fiyatların düşmesinde etkili oldu.” dedi. Abalıoğlu, son bir aydır tavuk etinde yüzde 10-15 civarında düşüş söz konusu olduğunu belirterek, “Yavaş yavaş canlanma gözleniyor ama istediğimiz düzeyde değil.” ifadelerini kullandı.

 

Gedik Piliç Genel Koordinatörü Kaya Gülaçtı ise tavuk etindeki düşüşün mevsime bağlı sebeplerden kaynaklandığı görüşünde. Gülaçtı, “Kış sezonu, satışların çok düşük olduğu bir dönem. Türkiye’de balık tüketimi, tavuk etine göre çok fazla değil. Ulaşılabilirlik anlamında balık ile tavuk etini aynı kefeye koymamak lazım.” diye konuştu.

 

Şeker Piliç Genel Müdür Yardımcısı Emre Bor da fiyatlarla ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Bu yıl balık bol. Ayrıca Kurban Bayramı’ndan sonra kırmızı etten dolayı bir düşüş söz konusu. Herkesin evinde et ve kıyma var. Palamut ucuz, millet palamut yiyor. Fiyatlar yeni yıldan sonra toparlanır.”Zaman

 

 

Tüketiciye Piliç Eti Bilgi Kirliliği Yaşatılıyor

$
0
0

Besd-Bir Başkanı  ve Beypiliç Genel Müdürü Dr.Sait Koca,tüketicilerin piliç yeme alışkanlığı ve piliç eti sektörünü algılaması hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

Türkiye’de piliç eti sektörünün  Avrupa standartlarında üretim yaptığını söyleyen Dr.Sait Koca,”Dönem dönem ortaya atılan asılsız suçlamalar yüzünden tüketiciler bilgi kirliliği yaşıyorlar.” dedi.

 

Türkiye genelinde yaptırılan araştırmada tüketicinin piliç eti ve piliç etinin üretimi konusunda yeterli ve sağlıklı bilgilere sahip olmadığınının ortaya çıktığını belirten Dr.Sait Koca,araştırmanın şaşırtıtı bilgilere ulaştığını söyledi.

 

Dr.Sait Koca “Türkiye nüfusunun dörtte üçü,beyaz etin ambalajsız satışının yasak olduğunu bilmiyor.Avrupa standartlarında üretim yapıldığının farkında değil.TSE dışındaki HACCP ve BRC gibi kalite standartlarını hemen hemen kimse tanımıyor.”dedi.

 

Türkiye’de bilimsel ve en hijyenik koşullarda,insan sağlığına uygun piliç eti üretimi yapıldığını anlatan Dr.Sait Koca “Zaman zaman ortaya atılan doğruluğu kanıtlanmamış bilgiler yüzünden bir kısım tüketicinin  boş yere piliç etine karşı mesafeli duruyor “dedi.

 

Dr.Sait Koca “Yapılan  araştırma sonuçlarına göre tüketicilerin %69′u,piliç etinin devlet tarafından devamlı denetlenmediğini düşünüyor.Peki bu bilgi nereden geliyor?Tamamen muallakta.Büyük ihtimalle  sadece bir önyargı.Oysaki piliç eti sektörü en fazla denetlenen sektör.Tüketicinin tam tersine düşünmesi,tam olarak bizim eksikliğimiz ” dedi.

 

GÖREV YİNE BİZDE

 

Tüketicinin piliç eti konusundaki yanlış veya eksik bilgisini düzeltmenin piliç eti üreticilerinin görevi olduğuna işaret eden Dr.Sait Koca ,BESD-BİR ve Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu’nun yeni balayan bilgilendirme kampanyalarıyla bu yanlış ve eksik bilgileri düzeltmeye çalışacaklarını belirtti.

 

Piliç etinin en ekonomik ve en zengin protein kaynaklarından biri olduğunu,yanlış bilgiler yüzünden bir kısım tüketicinin boşu boşuna kendini piliç etinden mahrum bıraktığını  anlatan Dr.Sait Koca,tüketiciyi bilgilendirme çalışmalarının yoğun bir şekilde sürdürüleceğini sözlerine ekledi.

 

 

 

 

Yumurtanın Buzdolabına Girmesine Gerek Yok…!

$
0
0

Son günlerde sık sık yayın organları tarafından pompalanan “Yumurtaya AB Ayarı” haberleri ile artık bu ürünün buzdolabı olmayan yerlerde satışının yasaklanması haberi tüm kesimleri sıkıntıya boğuyor.

 

Geliri orta düzeyin altında ve çok üstünde tüm kesimlerin en bol ve sağlıklı protein deposu yumurtanın soğuk hava deposu olmayan yerlerde satılamayacağı haberleri yeni bir boyut kazandı.

 

 

AVRUPA ÜLKELERİNDE TÜM PAZARLARDA VE MARKETLERDE SATIŞ DEVAM EDİYOR

 

Avrupa’nın tüm ülkelerinde yumurtanın tüm semt pazarları ve marketlerde satışına devam ederken Türkiye’de  bu ürünü devamlı olarak soğuk hava depolarında saklanması haberi üzerine açıklama yapan ilgililerbunun mümkün olmadığını dile getirdiler.

 

Bakkallar Odaları yetkililerine göre, büyük bir kazanç maddesi olmayan yumurtanın değerli bir çeşit olarak bakkal raflarında bulundurulduğunu dikkat çekilerek “Büyük bir kazanç ürünü olmamasına rağmen yumurta bulundurmazsanız bunu gören müşteri sizin dükkanınızı terk eder ve diğer alacaklarını da gittiği iş yerinden temin eder.bu da bizlere büyük zarar verir”.   Bulundiği gibi kararname 2008 yılında çıkmış ve 2012 yılı bitimine kadar ertelenmişti.1 Ocak 2013 tarihi itibariyle ruhsat alan veya ruhsatlarını yenileyen bakkallar yeni uygulama ile karşılaşacaklar ve bakkallar yumurta satamayacaklar. Böylelikle de bakkallar büyük sıkıntılar çekecekler.

 

 TÜRK GIDA KODEKSİNE GÖRE

 

 

Türk Gıda Kodeksi Yumurta ve Yumurta Ürünleri Tebliği’nde bu ürünün nasıl saklanacağı belirtilmiş durumda.Yumurta 28 gün içinde tüketilmesi gerekli ve 5 ile 12 derece sıcaklıkta saklanabileceği belirtilmektedir.

 

Ayrıca AA’ya bir açıklama yapan İstanbul Bakkallar Odası Başkanı İsmail Keskin “Bu şartlarda zemine koymamak şartıyla yumurtanın dükkanın her yerinde bulundurulabileceğini vurgulayarak, şartların ağırlaştırılarak bakkallara ‘sen yumurta satamazsın’ dendiğini iddia etti.

 

Fransa’da geçen ay bir gıda fuarına katıldıklarını anlatan Keskin, burada Türkiye’de de bulunan dünyaca tanınan büyük bir marketin reyonunda yumurta satıldığını gördüklerini söyledi.

 

Bunun üzerine reyonu fotoğrafladıklarını kaydeden Keskin, ”Bizde diyoruz ki ya niye insanları böyle sıkıyorsunuz. Avrupa mı diyorsunuz? İşte Avrupa’da da reyonda satılıyor. Konuşmaya gerek yok, çok net. Avrupa’da böyle bir durum varken peki ülkemizde neden insanları bu şekilde sıkıştırıyorsunuz. Orada nasılsa bizde de öyle olsun o zaman” diye konuştu.

 

-”Tebliğe göre, buzdolabında saklanmasına gerek yok”

 

Yumurtanın buzdolabında saklanmasına gerek olmadığını savunan Keskin, konuya ilişkin tebliğe göre hareket edilmesini gerektiğini söyledi.

 

Birilerinin piyasayı kontrol etme ve tekelleşme adına bir takım girişimlerde bulunduğunu iddia eden Keskin, ”Haksız rekabet ve çok kazanma adına birileri baskı kuruyor ve böyle bir şeyi ortaya çıkarıyorlar. Yumurtanın yerde bulundurulmasını biz de istemiyoruz. Ama buzdolabına da gerek yok. Biz bu konuda yılda 3-5 defa gıdaların korunması ve saklanması konusunda üyelerimize eğitim seminerleri yapıyoruz. 22 Aralık’ta da yine bir tane yapacağız. Fransa’nın göbeğinde çektiğimiz bu fotoğrafın tarihi de saati de belli. Orada olabiliyorsa bizde de olabilir. Eğer yumurta artı 12′ye kadar olabiliyorsa neden daha düşük derecelere zorluyorsunuz. Neden bakkalı sıkıntıya sokuyorsunuz?” diye konuştu.

 

-Yumurtanın fiyatı yükselir-

 

Yeni uygulamayla birlikte sadece bakkalların sıkıntıya girmeyeceğini vurgulayan Keskin, durumdan üreticilerin ve vatandaşların da mağdur olacağını söyledi.

 

Yumurta fiyatlarının uygulamayla birlikte yükselebileceğini anlatan Keskin, ”Belki bakkal diyecek ki yumurta satmak için bu kadar sıkıntı çekeceğime ondan da vazgeçiyorum. O zaman birilerinin tekeline giren yumurtanın fiyatı elbette yükselecektir. Yumurta çocuklarımız ve yetişkinler için mutlaka alınması gereken besin kaynağıdır. Doktora gittiğinizde ilk söyledikleri besinlerden biri, yumurta. Bunu bir yerlerden uzaklaştırdığınızda ya da bakkaldan uzaklaştırdığınızda eksiklikler olacaktır. Sadece 1-2 yumurta alabilen fakir insanlardan bunu uzaklaştırdığınızda, onu da alıp yiyemeyecek” diye konuştu.

 


ERBAYRAM “Hindi’yi Yılbaşı Suçlusu Olmaktan Çıkardık”

$
0
0

Türkiye Hindi eti üretiminin ileri gelen firmalarından Bolca Hindi’nin Genel Koordinatörü M.Şerafettin Erbayram, Bolca Hindi markasının nereden nereye geldiğini anlattı.

 

1980 yılında karma yem üretimi ile sektöre başlangıç yaptığını söyleyen Şerafettin Erbayram; “90’lı yılların başında kanatlı üretimi skalasında Türkiye’de tabaklı hindi eti üretimi olmadığını gördüm. Hindi sadece yılbaşı için yetiştiriliyor ve bütün olarak satılıyordu. 1995 yılında Bolu’da, ilk kez beyaz tüylü Kaliforniya cinsi hindinin sözleşmeli çiftçi modeliyle yetiştirilmesini sağlayarak modern üretim tesislerinden Türk mutfağına sokmayı başardık. O yıllarda sloganımız “Hindiyi yılbaşı suçlusu olmaktan kurtaralım” dı. Biz bu bağlamda hindi eti tüketimini yılın 12 ayına yaymayı başardık” ifadelerine yer verdi.

 

HİNDİ ETİ ÇOK SAĞLIKLI VE LEZZETİ KIRMIZI ETE YAKINDIR  

 

Hindi etinin sağlık yönünden faydalarından bahseden M. Şerafettin Erbayram; “Bedensel ve zihinsel gelişimde sağlıklı, yeterli ve dengeli beslemede az yağlı, düşük kolesterollü, bol proteinli ve amino asitleri dengelidir. Hazmı da kolaydır. Ayrıca içerdiği mineral ve vitaminlerle de kalp, damar, böbrek ve gözlerin dostudur. Ekonomiktir ve Türk mutfak kültürüne çok uygundur. Bu avantajlarının şarküteri sanayinin en lezzetli ürünleri, fümeler, jambonlar için hindi eti rakipsizdir. Hindi etinin diğer etlere nazaran daha sağlıklı ve üstün besi değerlerine sahiptir. Ayrıca kırmızı et açığını kapatmak için alternatif üretim koludur. Bu etkenler hindi eti üretimine yönelmemize sebep oldu” dedi.

 

 Yıllık üretim kapasitemiz 35 bin ton  

 

Bolca Hindi tesisleri hakkında da bilgi veren Erbayram; “Bolca hindinin devamlı artan kapasiteyle beraber, 2006 yılında ortalama 1.200 adet / saat kesim yapabilme kapasitesine sahip, AB normlarında, Avrupa’nın dahi henüz kullanmaya başlamadığı teknoloji ile donatılmış yeni kesimhanesinde üretimine devam etmektedir. Bizim yıllık üretim kapasitemiz 35.000 ton civarındadır.

 

Pazarda 50 çeşit ürünümüz yer almaktadır.  

 

Ürün gamımızda özellikle Hindi Şnitzel, Hindi Külbastı ve Hindi Döner gibi ürünler tüketicinin beğenisini kazanmış durumda. Yine yılbaşı için Özel olarak, 4 – 6 Kg Medium hindilerimiz ve özel yılbaşı paketinden oluşan çeşitlerimizi de piyasaya sürmüş durumdayız” cümlelerini kullandı.   Kümeslerin sağlık kontrolleri bizim tarafımızdan sağlanmaktadır   270 personel çalıştırdıklarını ve bunun yanında 125 adet sözleşmeli üretici ile üretim yaptıklarını söyleyen Erbayram; “Biz sözleşmeli üreticilerimize, civciv ve yemi göndermekteyiz. Ayrıca kümesler tüm üretim periyodu boyunca veteriner hekimlerimiz tarafından sürekli kontrol edilerek gerekli hijyen ve sağlık kontrolleri de bizim tarafımızdan sağlanmaktadır. Üreticilerimiz kümesine kaç tane hayvan koyulacağını ve bu kadar hayvandan dönem sonunda ne kadar para kazabileceğini bilmenin vermiş olduğu rahatlıkla çalışmaktadır” dedi   Bilindiği gibi Türkiye’deki kanatlı etinin %  25-30’u Bolu’da üretilmektedir. Bolu halkının yaklaşık olarak % 40’lık bölümünün de bu sektörden gelirini sağladığı yetkililerce telaffuz edilmektedir. Biz de çalışanlarımız, sözleşmeli üreticilerimiz ve taşeron olarak bize destek sağlayan firmalarla Bolu ekonomisine katkıda bulunmaktayız” dedi.   Türkiye’nin Hindi markası olmaya devam edeceğiz    Bolca Hindi’nin ülkemizde üretilen hindi etinin toplamının % 30’unu ürettiğini ve pazarın % 30’una hakim olduğunu belirten Erbayram; “Bolca Hindi’nin İlerleyen yıllarda da Türkiye’nin Hindi markası olmaya devam edeceğini söyledi.

 

2012 YILBAŞISI İÇİN ÜRETİMİ ARTTIRDIK

 

Bolca Hindi’de  yılbaşı nedeniyle üretim yüzde 30 arttırarak 200 bin hindi kesilecek.

 

Yılbaşı nedeniyle artan siparişleri karşılamak için üretimi arttıran Bolca Hindi, Dünya’nın dört bir yanına hindi gönderiyor. Bolca Hindi İşletme Müdürü Sacit Demirer, yılbaşı nedeniyle kapasitlerini yüzde 30 arttırdıklarını ifade ederek, Yılbaşı nedeniyle artan bir fiyat söz konusu. Fakat bu sene geçtiğimiz yıllardan farklı olarak biz yüzde 30 kapasitemizi arttırdık. Yılbaşı dönemi için 180 bin ile 200 adet arasında bir hindi kesimi planlamış bulunmaktayız. Yalnız bu dönemleri biz sadece geçici dönem olarak görüyoruz”Sacit Demirer, “Hindi’nin 365 tüketilebilen bir ürün olduğunu herkesin kabul ettiği bir süreci görmek istiyoruz. Bu amaçla Türk mutfağında çok değişik alternatiflerle kullanılabilecek bir ürün olduğu için yılbaşını bir tanıtım bir heyecan dönemi olarak görüyoruz” diye konuştu.

 

Dükkanı İçin Organik Yumurta Çiftliği Kuruyor

$
0
0

İletişimci Özgür Aras ile birlikte İstanbul Cihangir’de açtıkları “YIMIRTA” Cafe ile büyük ses getiren Mehmet Ali Erbil bu kez dükkanı için organik Yumurta çiftliği kuracak.

 

Haftanın her günü, sabah 7 ‘den gece 2 ‘ye kadar hizmet veren “Yımırta“nın dekorundan menüsüne her detayıyla özel olarak ilgilenen Erbil ve Aras, mekanlarının dost sofralarındaki samimiyeti taşıyacak özel ve sıcak bir yer olması için uzun büyük çaba sarfettiklerini söylüyorlar.

 

TRAKYA BÖLGESİNDE YER ARIYOR

 

Organik yumurta üretmek için Trakya bölgesinde yer aradığını söyleyen Mehmet Ali Erbil, “Yumurtanın insan beslenmesindeki yeri biliniyor.En ucuz ve bol protein kaynağı yumurta ile ilgili bir dükkan açarak insanlara bu sihirli gıdayı sunmanın huzuru içindeyim.Arkadaşlarımın tavsiyesi ile şimdi de yumurta üretimi ile ilgili bir çalışma yapmak istiyorum.Bu konuda uzmanlarla görüşüyoruz ve Trakya bölgesinde serbest dolaşımla üretilen yumurta çalışması için arazi arıyoruz.”dedi.

 

Yemeyi seven iki dost olarak bu yola adım attıklarını belirten ortaklar; günlük ürünlerden yapılan özel lezzetleriyle, Cihangir ‘i uğrak yeri edinmiş lezzet sahibi damaklara yeni tatlar sunmayı hedefliyor.

 

80 kişilik oturma kapasitesiyle Cihangir ‘e taze bir soluk kazandıran “Yımırta“ da, farklı tatları makul fiyatlarla bir arada bulmak mümkün.

Bir Tavuk Sürüsünde Telek ve Tüylerin Durumu Bize Ne Anlatır?

$
0
0

Bir Tavuk Sürüsünde Telek ve Tüylerin Durumu Bize Ne Anlatır?

 

Prof. Dr. F. Tahir Aksoy

ftaksoy@yahoo.com 

 

TELEK HAKKINDA GENEL BİLGİ:

 

Sağlıklı bir tavuk ve horozda bedenin büyük bölümü telek ve tüylerle kaplıdır. Bu telek ve tüyler vücudu saran on ayrı bant üzerindeki telek foliküllerine muntazam olarak yerleşmişlerdir. Tavuk ve horoz derisinde ter ve yağ bezi bulunmaz. Kuyruğun üzerinde bir adet yağ bezi bulunur (pigostil). Bantlar arası boşluklarda folikül bulunmaz. Söz konusu bantlar, baş, omuz, but, sırt, göğüs, boyun, bel, bacak, kanat, ve karın bölgelerindedir. Tüy ve teleklerin yardımı ile hayvan yaralanmalardan, soğuk ve sıcaktan korunur. Kanat ve kuyruk telekleri uçuşa ve kaçışa da yardımcı olur. Teleklerin değişik renkleri bazı ırk özelliklerini oluşturur. Bazı teleklerin özellikleri (kimi renkler, erken ve geç gelişme özellikleri) cinsiyet kromozomları üzerinde bulunan genler tarafından belirlenir. İşte bu özelliklerden yararlanılarak otoseks civcivler üretilebilmektedir.  Telek ve tüyler, deri içindeki telek folikülünden gelişir. Burada bulunan özel telek hücreleri epiderm kökenlidir. Gelişen bir telek, tümü ile epiderm hücrelerinin hızlı çoğalması sonucu oluşur ve gelişme sırasında dermal hücreler onlara gerekli besin ve pigmentleri sağlarlar. Gelişmesini tamamlamış bir telek, besin alımını durdurur, foliküle bağlı cansız bir parça olarak kalır. Düşen bir teleğin yerine folikül içinde bulunan hücreler hemen yenisini üretirler. Tavuklar, deri kaslarının yardımı ile teleklerini oynatabilirler. Özellikle kanat ve kuyruk teleklerinin hareket etme yetenekleri iyi gelişmiştir.

 

Kuluçkadan yeni çıkan bir tavuk civcivinin bedeni ince tüylerle kaplıdır. Sadece kanat uçları ve kuyruk uçlarında telekler vardır. Bir süre sonra tüycükler uzar ve pek çoğunda telek sapı oluşur. Telek sapında teleğin tarak kısmı gelişir. Kanat ve kuyrukta bulunan küçük telekler de uzar. İlk telekler bir süre sonra yavaş yavaş dökülür ve 8 haftalık yaşta iken ikinci defa telekler çıkar. Kanatlı 13 haftalık iken bu teleklerin de döküldüğü ve yerine üçüncü kez yeni teleklerin çıktığı görülür. Pilicin cinsel olgunluk çağına erdiği sırada (4.5 veya 5 aylık yaşta iken) dördüncü kez eski telekler dökülmüş ve yeni tamamlanmış telekler çıkmış olur. Bu telekler ilk ergin çağ telekleridir. Ergin çağda bulunan tavuklar normal olarak yılda bir defa teleklerini değiştirirler. Bu olaya tüy dökümü ve tülemek denir. Yumurtlama sezonunun sonunda, yılda bir defa, normal olarak tavuğun telekleri dökülür. Yumurtlamanın durduğu dönem telekler yeniden çıkar ve tavuk daha sonra tekrar yumurtlamaya başlar. Kötü çevre koşulları (açlık, susuzluk, karanlık) altında da tavuklar teleklerini dökerler.

 

Pratik olarak, teleksiz ve tüysüz tavuk üretmek de mümkündür. Bazı genler buna olanak sağlamaktadır (nn, Nk-). Fakat ticari uygulamada, teleksiz, tüysüz tavukların karşılaştıkları sorunlar sağladıkları yararlara oranla çok fazla olmuştur. Geçmiş yıllardabazı damızlıkçı firmalar tarafından sıcak koşullara daha iyi uyum göstermesi amacı ile çıplak boyunlu olan (Na-), geç ve gevşek teleklenen sürülerin üretime sokuldukları bilinmektedir.

 

Ergin bir tavuk üzerinde, şekil ve büyüklük bakımından farklılıklar gösteren değişik telekler bulunur. Tavuk teleklerini; kanat ve kuyruk telekleri, örtücü telekler ve karın altı telekleri diye üç gruba ayırabiliriz. Horozların boyun ve sırtlarında, çok ince ve uzun yumuşak horoz telekleri vardır. Tüm teleklerde, kök, sap, tüylü bölüm, örgülü yüzey, atkı, atkı bağı gibi bölümler vardır. Teleklerin gelişmesi üzerine hormonların etkili olduğu bilinmektedir.

 

TELEK DEĞİŞİMİ (MOLTING)

 

Yumurtlama sezonunun sonunda, yılda bir defa, normal olarak tavuğun telekleri dökülür. Yumurtlamanın durduğu dönemde telekler yeniden çıkar ve tavuk tekrar vücudunu yeni bir yumurtlama dönemine hazırlar.  Bir tavuk sürüsünün yumurta verimi, birinci yıldan sonra her yıl kararlı bir şekilde azalır. Bu nedenle damızlık ya da ticari tavuk sürüleri genellikle birinci yıl yumurta verimleri sonunda üretimden çıkarılırlar. Bazı koşullarda ise, sürülerin birinci yıldan sonra tekrar üretimde kullanılması ekonomik olabilir. İşte bu durumlarda yumurtlama sezonunun sonunda sürü zorla tüy dökümüne sokulur (force molting). Burada amaç sürüde önce yumurtlamayı durdurmak ve sonra da birörnek şekilde başlatmaktır. Ayrıca sürüden bazı sağlıksız tavuklar ayıklanır ve kalan tüm diğer hayvanlar fazla kilolarını atmış olurlar.

 

Zorla tüy telek dökümü yapmak için geliştirilmiş birçok program vardır. Bu programlar uyarınca sürüde belirli bir süre su, yem ve ışık kısıtlaması uygulanır. Bu kısıtlamaların her birisi bir stres faktörüdür. Hayvanlar üzerinde stres etkisinin şiddetli olması tüy ve telek dökümünü, canlı ağırlık kaybını hızlandıracak fakat sürüdeki ölüm oranını artıracaktır. Bu konuda İyi bir program; tüy telek dökümü, canlı ağırlık kaybı ve ölüm oranı arasında uygun bir denge sağlayarak yapılandır.    

 

KÖTÜ KOŞULLAR VE SAĞLIK SORUNLARI

 

Bir tavuk sürüsünde teleklerin durumu ve görünümü birçok faktör tarafından etkilenir. Sürünün yaşı, sağlığı, hayvanların beslenme durumları, genetik yapı, kümes içindeki çevre koşulları bu faktörlerin en önemlileridir. Bazı dış ve iç parazitler ve bazı hastalıklar, hayvanların teleklerinin görünümünü bozabilir (Örneğin malabsorbsiyon sendromu / helikopter hastalığı, değişik nedenlere bağlı ishal durumları). Sürüde teleklerin düzgün olması için civciv, piliç, tavuk ve horoz yemleri besin maddesi içerikleri bakımından dengeli olmalıdır. Özellikle yemin protein dengesi çok iyi ayarlanmalıdır. Kümes içindeki altlığın bozuk olması (ıslak veya çok kuru, ince), kümes havasının soğuk ve rutubetli veya çok kuru ve tozlu olması sürüde telek özelliklerinin bozulmasına neden olur. Bir tavuk sürüsünde telekler o sürünün verimine, yaşına uygun bir durumda olmalıdır.  

 

BİR TAVUK SÜRÜSÜNDEKİ TELEK VE TÜYLERİN DURUMU İLK BAKIŞTA SÜRÜNÜN VERİMLİLİĞİ, BÜYÜMESİ, GELİŞİMİ VE SAĞLIĞI KONULARINDA PEK ÇOK ŞEY ANLATIR.

 

 

Hak Yoluna Vermeyiz Bir Mangır….

$
0
0

Hak Yoluna Vermeyiz Bir Mangır….

 

Erkan KONURALP

 

Son günlerde tüm yayın organlarında yer alan ortak bir konu var o da, insan sağlığına büyük katkı sağlıyacak “Ekolojik Tarım”. Bu konuda bilgisi ve kariyeri olan da konuşuyor,olmayan da.

 

Biz de yıllardır içimizde ukte olan bir konuya bugün değinmek istiyorum.Bu da Organik Gübre konusu.

 

Tarımda kullanılan kimyasal gübrelerin ve ilaçların zararlarının artmas,insan sağlığına zararı olmayan doğal gübreleri gündeme getirdi.

 

TAVUK GÜBRESİ TÜRK TARIMINI KURTARIR

 

Bitkiler için doğal besin kaynağı olan tavuk gübresi gündeme gelince yetkililer bu konunun araştırmasını ve değerlendirmesini yapmaya başladılar.Ülkemiz tavukçuluk yönünden dünya’nın 15 üreticisi arasında yer almaktadır.Kanatlı sektörünün sahip olduğu 260 milyon tavuk yılda 15-16 milyon ton dışkı yani gübre çıkarmaktadır.

 

Bu gübrenin çevreye zarar vermemesi için, sağlıklı bir uygulama ile depolanıp teknolojik yöntemlerden geçirilerek ortalama olarak 5-6 milyon ton doğal tavuk gübresi elde edilmesi mümkün olacaktır.

 

Ülkemizde yılda 5-6 milyon ton kimyasal gübre kullanılmaktadır.  Bu da kimyasal yerine, doğal tavuk gübresinin ülkenin ihtiyacını karşılayacağı cevabını ortaya çıkarmaktadır.

 

Keskin Keskinoğlu aylık yayınlanan bültenlerindeki Gündem köşesinde bu konuya değinmiş ve sektör firmaları olarak üzerlerine düşecek görevleri yerine getirmek için yeni yatırımların gerektiğini üzerinde durdu.Tavuk gübrelerinin insanlığa ve toprağa yararlı olacağı bir çalışmanın üretim ve pazarlama ağında da iş olanakları sağlayacağını öne sürdü.

 

EN BÜYÜK SORUN GÜBREYE UYGULANAN YÜZDE 18 KDV

 

Doğal tavuk gübresinin kullanımının artırılması için devlet desteği gerekiyor.Önce yüzde 18 olan KDV oranın bir’e indirilmesi sonucu hem çiftçilerinin bu ürünü temin etmesini sağlanacak,hem de gübre üreten firmalara destek olunması sonucu halkımızın da  sağlıklı ürün yemesi sağlanacaktır.

 

MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZİN YAPTIKLARINI UNUTMAMALIYIZ

 

Saddam’ın zulmünden Türkiye’ye sığınan 860 bin Irak’lıya kapılarımızı açtığımız gibi kendilerine evler ve ahırlar yaparak ağırladık.Diğer ülkeler gibi onları sömürmedik.Karşılığını da şimdi görüyoruz Bakanımızın uçağına iniş izni bile vermiyorlar.Şimdi de Suriye’li müslüman kardeşlerimizi yaptıklarımız ortada.Onlardan da fazla bir durum beklemiyorum.Osmanlı’dan beri biz dünya ülkelerine hizmet ve imar götürdük.Fakat onları sömürenlerinin sınıfına giremedik.

 

Fakat bize müstehak, ne demişler eski atalarımız “ Hak Yoluna Vermeyiz Bir Mangır.Bok Yoluna Gider Tangır Tangır”

 

 

 

 

Sofralarımızın Olmazsa Olmazı “YUMURTA”

$
0
0

Yapılan bir araştırma, kahvaltıda yumurta tüketmenin, vücut yağlarının yakılmasında önemli rol oynadığını ortaya koydu.   İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü´nde yapılan araştırmaya göre , besinler içerisinde en kaliteli proteine sahip gıdanın yumurta olduğu tespit edildi.

 

Yumurta proteini, dışarıdan alınması gerekli olan ‘elzem amino asitleri’ yeterli ve dengeli miktarda  içerir. Yumurta sağlıklı yaşam açısından gerekli A, D, E ve B grubu vitaminleri başta olmak üzere birçok vitamini önemli oranda içerir.

 

Protein, vitamin ve mineral açısından oldukça zengin olan yumurta, özellikle çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimi açısından büyük önem taşır.

 

ABD’de bir üniversitede yapılan araştırmada, kahvaltıda yumurta yemenin vücut yağının kaybedilmesinde etkili olduğu belirlendi. Yağsız kas kitlesinin korunmasına yardımcı olan ‘lösin’ amino asidinin zengin bir kaynağı olan yumurta, vücut yağının yakılmasında önemli rol oynuyor.

 

Kolin içeren yumurta, beynin gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Yumurtanın faydaları saymakla bitmez. Yumurta konusunda dünyanın farklı ülkelerindeki üniversitelerde çeşitli araştırmalar yapılıyor.

 

Üniversitede 10 hafta süreli yapılan araştırmada, kahvaltıda yumurta, düşük yağlı süt ürünleri ve yağsız et gibi ‘lösin’ amino asidince zengin protein tüketen kişilerin, kahvaltılarında karbonhidratça zengin bir diyetle beslenen kişilere kıyasla iki kat daha fazla yağ kaybettiklerinin belirlendi, böylece yumurtanın farklı bir faydası daha tespit edildi.

 

Yumurta ne kadar yararlıdır ?

 

Yumurta mükemmel bir gıda olup güzel yiyecektir. Yumurta yüksek değerde protein ihtiva ettiği için yemeklerde kullanılabilir. Yumurtada 10 temel aminoasit mevcuttur.

 

Yumurta, ayrıca A, D, E vitaminleri, thiamin, niacin, riboflavin, demir ve fosfordan oluşan 11 temel gıdayı temin eder. Yemeklerinize koyacağınız birkaç yumurta (60-90 gr) balık veya beyaz et yerine geçebilir.

 

Yumurta nasıl korunur ?

 

Yumurta çabuk bozulan gıdalardan olduğu için buzdolabında karton ambalajıyla muhafaza edilmelidir. Yumurta; oda sıcaklığında 7 gün, buzdolabında 1 ay süreyle sağlıklı olarak muhafaza edilebilir

 

Yumurta sarısındaki renk farklılığının sebebi nedir?

 

Yumurta sarısının koyuluğu tavuğun yemine göre değişebilir ve yumurtanın besleyiciliği veya kalitesi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Tavuk yeminde önerilen miktarından daha fazla buğday bulunursa yumurta sarısı açık, mısır bulunursa koyu olabilmektedir.

 

Kahverengi yumurtalar beyazlara göre daha besleyici midir?

 

Hayır. Yumurtanın kabuk rengi tavuğun cinsiyle alakalıdır. Kahverengi ve beyaz yumurtalar besleyicilik yönünden aynıdır.

 

Pişmiş yumurta ne kadar saklanabilir?

 

Kabuğun kırılmasından sonra 7-9 gün buzdolabında saklanabilir.

 

Kaç çeşit yumurta vardır ?

 

1- Klavuz : 42 – 48 gr ağırlığındaki yumurtalardır.

2- Piliç : 48 – 53 gr ağırlığındaki yumurtalardır.

3- Yarka : 53 – 58 gr ağırlığındaki yumurtalardır.

Klavuz, piliç ve yarka yumurtaları 24. hafta evresine kadar olan tavuklardan elde edilir.

4- Yeni Ana : 58 – 62 gr ağırlığındaki yumurtalardır.

5- Eski Ana : 62 – 67 gr ağırlığındaki yumurtalardır.

Yeni ana ve eski ana yumurtaları 24. hafta ve 34. hafta arası evrede tavuklardan elde edilir.

6- Duble : 67 gr ve üstü ağırlığındaki yumurtalardır.

Duble yumurta 34.hafta ve daha ileri evresinde olan tavuklardan elde edilir

 

Yumurta dondurularak saklanabilir mi?

 

Çiğ yumurta 18°C´ de 1 yıl süreyle saklanabilir. Yumurtanın sadece sarı kısmının veya tümünün donması için bir kaseye kırınız. Hava kabarcıkları oluşmayacak şekilde yavaşça karıştırınız.

 

Yumurtanın dondurulduğu kap biraz geniş olmalıdır. Donmuş yumurta nispeten az yer kaplar, eridiğinde yeniden genişler Pişmiş yumurtanın dondurulması tavsiye edilmez.

 

Yumurta sarısında topaklanmayı önlemek için yumurtaya aşağıda belirtilen miktarlarda tuz veya şeker ekleyiniz.

 

• Her 1 fincan (250 mL) yumurta için 2 mL tuz • Her 1 fincan (250 mL) yumurta için 15 mL şeker

 

Kolay stok için yumurtaları küp şeklinde kaplarda dondurunuz ve plastik kaplara alınız Pişmiş yumurtanın dondurulması tavsiye edilmez. Yumurtanın beyaz kısmı kauçuk şeklinde kalabilir

 

Beyaz ve kahverengi yumurta arasındaki fark nedir?

 

Bu konuda iki zıt ama ikisi de yanlış olan görüş var. Kabuktaki beyaz rengin, yumurtanın ideal oluşumunu tamamladığını gösterdiğini, bunun dışında bir renk değişiminin kalitede düşüş anlamına geldiğini iddia edenlerin yanı sıra kabuğun rengi ne kadar koyu ise besin açısından da o kadar değerli olduğunu ileri sürenler de var. Genellikle Avrupa ülkelerinde kahverengi yumurtalar makbul sayılırken ABD´de durum tam tersidir.

 

Oysa her iki görüş de yanlıştır. Besin değeri, lezzet ve pişme karakteristikleri bakımından her iki renk yumurtanın da içi aynı değerdedir. Her iki yumurtada da aynı miktarda protein, mineral ve vitaminler (C vitamini hariç) vardır. Tabii tavuğun yediği yemin kalitesi de belirli farklar yaratabilir.

 

Yumurtanın içi değil de kabuğunun rengi ile haklı olarak ilgilenenler sadece onları paketleyenler ve satanlardır, çünkü bir pakette hep aynı rengin olması müşteri tarafından tercih edilmektedir.

 

Tabiatta yaşayan hayvanların yumurtalarını renkli veya koyu renkte hatta gölgeli ve çizgili şekilde yumurtlamalarının ana nedeni, bu yumurtaları yemek isteyen düşmanlarına karşı kamuflaj yaparak neslin devamını sağlamaktır.

 

Yumurtaların kabuklarının renklerini, tavuğun kökenine, atalarının yaşadığı yerlere bağlayanlar da var. Bu görüşe göre Asya kökenli tavukların yumurtaları kahverengi, Akdeniz kıyıları kökenlilerin ise beyaz oluyormuş.

 

Daha çok kabul gören bir diğer görüşe göre ise beyaz kabuklu yumurtalar beyaz ibikli ve kulak memesi beyaz olan tavuklar tarafından yumurtlanıyormuş. İbik ve kulak memesi kırmızı olanlar ise  kahverengi kabukları olanları yumurtluyormuş.

 

Kabuğu hangi renk olursa olsun işte size yumurta ile ilgili bazı faydalı bilgiler: Yumurtayı haşlayıp haşlamadığınızı unuttunuz. Masanın üstünde fırıldak gibi döndürün. Eğer hemen duruyorsa taze yani pişmemiş, biraz daha uzun süre dönmeye devam ediyorsa içi katı yani  haşlanmış demektir. Yumurtanın tazeliğini merak ediyorsanız suya koyun, taze ise suda batacak, bayat ise yüzecektir.

 

Yumurtada hemen hemen hayati tüm vitaminler vardır. Bulunmayan tek vitamin C vitaminidir.

Yumurtanın besin değeri yüksek olan kısmı sarışıdır. Akı ve sarısı karıştırılarak, omlet gibi pişirilen yumurtalarda, aktaki bazı maddeler sarıdaki vitaminlerin bir kısmının etkilerini yok ederler.

Kalori açısından et ve süt ile mukayese edildiğinde, 55 gramlık bir yumurta, 40 gram yağlı sığır etine veya 100 gram yağlı süte eşdeğerdedir.

 

YUMURTA YEMEKLERİ İPUÇLARI

 

Mikrodalga yemekleri için kaliteli kaplar seçiniz. Yuvarlak kaplar yumurta için en ideal kaplardır.

• Yumurtalar gözenekli yapıya sahiptirler ve buzdolabında ağır kokan yemeklerden uzakta tutulmalıdırlar. Karton kutuları onları bu tür kokulardan korumak için ideal bir araçtır.

• Yumurtayı kırıp suda veya yağda pişirmek için mümkün olduğunca en tazesini kullanın

• Yumurtayı orta ısıda pişiriniz. Yumurtayı yüksek ateşte pişirmek veya düşük ısıda uzun zaman pişirmek, yumurtanın sertleşmesine sebep olur.

 

 

 

 

 

 

Kuluçka Sonuçları ve Kuluçkada Sorunların Aranması

$
0
0

 

KULUÇKA SONUÇLARI VE KULUÇKADA  SORUNLARIN ARANMASI

 

 Prof. Dr. F. Tahir Aksoy

ftaksoy@yahoo.com

 

 

RESİMLER: Kuluçkadan çıkan civciv sayısı beklenen sayıdan az olursa ve çıkan civcivlerde kalite sorunları varsa bu durumun nedenlerinin derhal belirlenmesi gerekir. Sorun belirlendikten sonra gerekli düzeltmeler hemen yapılmalıdır. Sorun belirlemek amacı ile civciv çıkmayan yumurtalardan rastgele örnekler alınır ve kırılıp incelenir.  Kuluçkada oluşan ölümlerin hangi zamanlarda olduğu belirlenir. Yukarıdaki fotoğraflar böyle bir yumurta kırma uygulamasına aittir. (Fotoğraf 1) İlk 42 saatten sonra kalp atımları başlamış, (fotoğraf 2) 18 ve 20 günler arasında allantoik kese karın içine henüz çekilmemiş, (Fotoğraf 3) 20 ile 21nci günler arasında kabuk içinde civcivin pozisyonu: Baş sağ kanat altında ve gaganın ucunda bulunan kabuk kırma dişi belirgin olarak görülüyor. (fotoğraf 4) Yumurta kabuğu kırılarak müdahale edilen kabukta yapışık bir civciv. Bu civciv normal koşullarda 21. günde gagası ile kabuğu delmeli ve yumurta içinde dönerek kabuğu kesip dışarı çıkabilmeli idi (fotoğraf: F. Tahir Aksoy).

 

KULUÇKA SORUNLARININ KAYNAKLARI

 

Kuluçkada oluşan sorunların üç farklı kaynağı vardır. Bunlar; (1) Damızlıklarla ilgili olnlar, (2) kuluçkalık yumurtaların toplanıp saklanması sırasında oluşmuş sorunlar, (3) kuluçka sırasında oluşan sorunlar olarak gruplandırılır.

 

 

KULUÇKA KAYITLARI  

Kuluçkahanede elde edilen sonuçlar, daima kuluçkahane defterine işlenmelidir. Bu sonuçlar, beklenen değerler (standartlar) ile karşılaştırılmalıdır. Sonuçların tatmin edici olmaması halinde derhal durum değerlendirmesi yapmalı, sorun araştırılıp bulunmalı ve problem geç kalmadan çözülmelidir.

      

Kuluçka işlemleri sırasında oluşan kimi sorunlar ve çözümün gecikmesi nedeni ile işletmenin çok büyük maddi zararlara uğrayabileceği daima hatırlanmalıdır.

 

Kuluçkahanede tutulan kayıtlar; gelen yumurtaların tarihi, sayısı, bekletilme süreleri, geliştirme makinesine konuş tarihi, çıkım makinesine taşınma tarihi, çıkım tarihi, konulan yumurta sayısı, dölsüz yumurta sayısı, döllük oranı (%), çıkan civciv sayısı, çıkım gücü (%), kuluçka makinesi randımanı (%) gibi değerlerdir.

 

Kuluçka sonuçlarının beklenenden kötü olması halinde sorunun hemen aranması gerekir. Sorun arama, 5 ve 6. günlerde ve 18. günde yumurtaların ışıklandırılması ile elde edilen sonuçlar ve kuluçka çıkım sonuçları tümü ile elde edildikten sonra ayrı ayrı yapılır. Civciv çıkmayan bir grup yumurta (Rastgele örnekleme ile kuluçka makinesinin değişik bölgelerinden alınan üç, beş kasaya ait çıkmamış tüm yumurtalar) kırılır ve dölsüz olanlar ile döllü olup ta ölen embriyoların hangi çağda ölmüş oldukları yüzde oran olarak tespit edilir.

 

KIRILAN YUMURTALARIN SINIFLANDIRILMASI

Civciv çıkmayan yumurtalardan alınmış örneklerin kırılması ve ölmüş embriyoların hangi gelişme safhasında olduklarının bilinmesi sonuçların değerlendirmesinde ipuçları verecektir. Kırılan yumurtalar, aşağıda olduğu gibi gruplandırılmalı ve gruplardaki ölü embriyo / civciv sayıları yüzde olarak hesaplanmalıdır.

1. Göz oluşmamış: Dölsüz, beyaz benekli, kanlı halka gelişmiş (ilk 24 saat)

2. Siyah göz oluşmuş, embriyolar yumurta kabuğunu doldurmamış: Tüy çıkmamış (13 günden küçük), tüy çıkmış (13 ile 16 gün arası)

3. Embriyo, yumurta kabuğunu doldurmuş: Sarı kese civcivin dışında (16-18 gün),

sarı kesenin yarısı ve daha fazlası civcivin içinde (18-20 gün arası)

4. Civciv kabukta yapışık: Civciv kabuğu delememiş, kabuğu delmiş ve kurumuş veya kabuktan çıkmış fakat yapışık.

 

Yukarıda anlatılan gözlem ve yumurta kırma işleminden sonra elde edilen bilgiler değerlendirilir ve kuluçka sonuçlarını kötü olarak etkileyen faktör ya da faktörlerin tahmini yapılmış olur.

 

KULUÇKADAN ÇIKIM SORUNLARININ MUHTEMEL NEDENLERİ

Çıkımla ilgili sorunların kimi muhtemel nedenleri aşağıda kısa olarak özetlenmiştir.

Dölsüzlük: Damızlıkların yanlış çiftleştirilmeleri, erkeklerin yaşlanmış olması, sürüde erkek/dişi oranının yanlış olması, yumurtaların eski olması, damızlık yeminin kalitesiz olması, damızlıkların özellikle erkeklerin şişmanlamış olması, erkeklerde ayak hastalıkları, tüm sürüde enfeksiyöz bir hastalığın bulunması, yanlış yerleşim sıklığı, kümeste yanlış ışıklandırma gibi nedenler.

Erken embriyonik ölümler: Yumurtaların toplama ve taşıma sırasında hırpalanmış olmaları, yanlış ilaçlama, damızlık yemlerinde vitamin eksikliği, damızlık sürüde hastalık, kuluçka geliştirme makinesinde yanlış sıcaklık, makinede çevirme ayarının yanlış olması, birinci kritik devrede yapılan gereksiz uygulamalar.

Geç embriyonik ölümler: Yanlış kuluçka makinesi sıcaklığı, yetersiz havalandırma ve oksijen yetersizliği, makine çevirmesinin yetersiz oluşu, damızlıkların beslenme yetersizliği, damızlıklarda hastalık, ikinci kritik devrede yapılan yanlış uygulamalar.

Kabuğa yapışık ölümler: Makinede yanlış sıcaklık, nem oranının düşük olması, makinede ani ve kısa süreli sıcaklık artışları.

Erken çıkım: Makinede Yüksek sıcaklık

Geç çıkım: Makinede düşük sıcaklık, çok beklemiş yumurtalar, yaşlı damızlıklar.

Civcivlerin birlikte çıkmaması: Makinelerde sıcaklık dağılımının düzensiz oluşu, taze ve eski yumurtaların karıştırılmış olması, küçük ve büyük yumurtaların karıştırılmış olması, genç ve yaşlı damızlık yumurtalarının karışmış olması.

Göbekleri şiş ve şekli bozuk civcivler: Makine sıcaklığı çok yüksek, rutubet düşük, kirli yumurtalar.

Buruşuk, kısa, solgun, üzerinde kabuk parçası yapışık civcivler: Makine sıcaklığı çok yüksek, nem oranı düşük, çevirme yetersiz.

İri, üzerlerine yumurta artıkları yapışmış, iki bacak arası ıslak ve kirli, göbek deliği kapanmamış civcivler: Makine sıcaklığı düşük, nem oranı yüksek.

 

KULUÇKA SÜRESİNDEKİ ÖNEMLİ İKİ KRİTİK DEVRE

Kuluçka esnasında iki tane kritik devre vardır. Birinci kritik devre, 42. saatte kalbin çalışmaya başlaması ile bunu takip eden ilk iki gün boyunca devam eder. İkinci kritik devre ise, yirminci günde civcivin yumurta kabuğunu delmesi ve akciğerlerin tam olarak çalışmaya başladığı anıdır. Bu kritik devrelerde dışarıdan yapılacak herhangi bir etki kolayca ölümlere neden olabileceğinden kuluçka sonuçlarını kötü olarak etkileyebilir. Bu iki devrede yapılacak zorlamalar embriyo ve civciv ölüm oranlarını artırır. Bu iki devre içinde kuluçka makinelerinin düzenli çalışması sağlanmalı ve yumurtalar üzerinde stres etkisi oluşturacak; aşılama, ilaçlama, makinelerin tamiri gibi herhangi bir uygulama yapılmamalıdır.

 

Kuluçka randımanını etkileyen faktörleri daha iyi anlayabilmek için embriyonun gelişmesini kaba hatları ile bilmek gerekir. Kanatlı embriyoları, memelilerdekinden farklı olarak, yumurta içerisinde depo edilmiş olan besin maddelerinden yararlanarak gelişmelerini tamamlarlar. Memeli embriyoları ise besinlerini plasenta yolu ile anaya ait kan damarlarından alırlar. Ayrıca, memeli embriyosu ana karnında gelişmekte fakat kanatlı embriyosu gelişmesinin büyük kısmını ana vücudunun dışında iken tamamlamaktadır. Kanatlıların embriyoları memelilerdekinden çok daha hızlı olarak büyür ve gelişir. Civciv embriyosunun gelişmesi; (1) Yumurta henüz tavuk karnında iken embriyonun gelişmesi, (2) yumurta yumurtlandıktan sonra oda koşullarında embriyonun gelişmesi, (3) kuluçka makinesi koşullarında embriyonun gelişmesi şeklinde olmak üzere üç bölüm altında incelenebilir.

 

Tavuk vücudunun sıcaklığı 40.6 – 41.7  °C civarındadır. Bu sıcaklık embriyonun gelişmesi için çok uygundur. Bu nedenle yumurtlama zamanına kadar hücre bölünmeleri süratle devam eder. Yumurta yumurtlandıktan sonra çevre sıcaklığı 22 – 24  °C’nin altına düşmedikçe hücrelerin çoğalması devam edecektir. Bu nedenle 22 – 24 °C sıcaklık, civciv embriyosu için fizyolojik sıfır olarak adlandırılır. Bundan daha aşağıdaki çevre sıcaklığında gelişme durur. Hücre sayısı birkaç bine ulaştıktan sonra karmaşık bir ünite olan blastodisk şekillenir. Blastodisk şekillendikten sonra, saklanacak olan yumurtalarda, hücrelerin gelişmesini durdurmak gerekir. Çünkü bu safhadan sonraki gelişmelerin normal olması için normal kuluçka şartlarının var olması gerekir. Başarılı bir kuluçka ve kuluçka çıkışı için kuluçkada dikkat edilmesi gereken dört önemli faktör vardır. Bunlar; sıcaklık, rutubet, havalandırma ve çevirme olarak bilinmektedir.

 

Not: Bu makaleye ait kaynaklar listesi yazardan edinilebilir.

 

Meyvesi Taşlanan Ağaç; Gıda Sanayi

$
0
0

MEYVESİ TAŞLANAN AĞAÇ

 G I D A   S A N A Y İ

 

 Yüce CANOLER

Ziraat Yüksek Mühendisi(yucecanoler@mynet.com)

 

Sanayinin vücut bulmasında ve gelişmesindeki temel unsur teknolojidir. Sanayi yokken teknolojinin var olduğunu savunmak mümkündür. Tarihi bulgulardan elde edilen bilgilere göre yapılan yorumlarda, bilim ve mühendislikten önce insanın ihtiyaç duyduğu alet ve araçları üretme yetenek ve bilgisini elde ettiği söylenmektedir. Bilim alanındaki gelişmelerin uygulamaya aktarılması mühendislik çalışmaları sayesinde gerçekleşmiş ve sanayinin ortaya çıkmasıyla insanlığın yaşamı tamamen değişmiştir. O kadar değişmiştir ki artık eskiye dönüş mümkün değildir. Zaman zaman nostaljiye kapılıp eski günlere özlem duysak da sahip olduğumuz teknolojinin bizlere bahşettiği olanaklardan da vazgeçmek istemeyiz. Bu bir çeşit gericilik olur. Biz vazgeçmeyi göze alsak bile çocuklarımız, torunlarımız vazgeçmezler.

 

Teknolojiyi birkaç şekilde tarif etmek mümkün ise de  kısaca, Teknoloji bilimin uygulamacı yönü olarak tarif edilebilir. Teknolojinin ne kadar ilerlediğinden söz ettiğimizde aslında bilimin gelişmesini ifade ettiğimizi biliriz. Teknolojik gelişmeler ayni zamanda sanayideki gelişmeyi de ifade eder. Sanayide kullanılan üretim yöntemi, üretimde kullanılan araç, gereç ve aletler bütünüyle teknoloji kavramı kapsamındadır.   

 

Girişimizdeki açıklamalardan anlaşılacağı gibi sanayi teknolojiye, teknoloji bilimsel gelişmeye dayanmaktadır. Dünya üzerinde yaşayan milletlerin gelişmişliğinin değerlendirilmesinde de bu üç unsur bilim, teknoloji ve sanayi en başta gelen kriterlerdendir. Bu kriterlere bakarak yeryüzündeki milletler gelişmiş, gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler olarak üç sınıfta ifade edilirler. Hepinizin bildiği gibi Türkiye,  gelişmekte olan ülkeler arsında yer almakta ve gelişmiş ülkeler sınıfına yükselebilmek için çaba sarf etmektedir.

 

Çeşitli sanayi dalları içerisinde gıda sanayi, yıllardır sürdürdüğü teknolojik gelişmesiyle dikkat çekmektedir.  Artan Dünya nüfusunun ihtiyacı olan gıdaları üretmek, ürünlerin gıda değerini koruyarak bozulmadan, en sağlıklı biçimde tüketiciye ulaştırılmasını temin edebilmek yönünde bilimsel ve teknolojik çalışmalar hızla devam etmektedir.

 

Türkiye’deki gıda sanayi kuruluşları da bu sahadaki gelişmeleri yakından izlemekte, uluslararası standartlara uygun olarak ürettikleri gıda maddelerini hem yurt içinde tüketime sunmakta, hem de ihraç etmektedirler. Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen son birkaç yıldır bazı kişilerce gıda sanayi ürünlerine karşı bir karalama kampanyasının yürütülmeye çalışıldığını görüyoruz. Sanayi ürünü hemen her türlü gıdanın tüketimine karşı çıkan bu kişilerin ilginç olan tarafları hemen hepsinin gıda sektörünün dışında mesleklere sahip olmalarıdır. Tüketicileri gıda konusunda bilgilendirme maskesi altında yürüttükleri bu kampanyada öne sürülen iddiaların bilimsel temele dayanmamasına rağmen kanıtlanmış bulgular gibi halka aktarılmaya çalışıldığına tanık olmaktayız. Değişmeyen belli isimler TV kanallarının ilgi odağı haline gelmeyi başarmışlar, uydurma senaryolarla tüketiciyi sanayi ürünü gıdalardan soğutmak için ellerinden geleni yapmaktadırlar.

 

Düne kadar sokak sütçüsünden süt almayın, mahalli idareler sokakta süt satılmasına engel olmalılar, halkın sağlığıyla oynanıyor diye feryat edenler, bugün UHT kutu sütlerinin, hatta hazır yoğurtların tüketilmesinden vazgeçilerek sokak sütçülerinden günlük süt alınması, yoğurdu da bu sütten evde yapmaları için tüketicileri ikna etmeye çalışıyorlar. Pastörize sütü de bir sanayi ürünü olduğu için “petrolize süt” benzetmesiyle tüketilmemesi gerektiğini savunuyorlar.

 

Aynı şekilde et ve et ürünleri konusunda da birbirleriyle karalama yarışına girmiş durumdalar. Bir kısmı  Profesör ve Doçent unvanlarıyla bilim adamı kimliğine sahip bu kişilerin üzerinde konuştukları konuda sadece kulaklarına sufle edildiği kadar bilgi sahibi oldukları, hiçbir araştırmaya dayanmayan bilgileri kendilerinden emin açıklamalarla tüketiciyi yanıltmaya çalıştıklarını hayretle izliyoruz. Bilimsel kariyere sahip bir Tıp adamı, tavuğun yemine ve yaşamına yapılan müdahalelerle günde iki hatta üç yumurta  yumurtlatıldığını söyleyebiliyor. İşin daha da komik tarafı kendisini ziyaret eden sektör temsilcileri tarafından tavuğun günde bir yumurtadan fazlasını yumurtlamasının fizyolojik olarak mümkün olmadığı söylenmiş olmasına rağmen bu komik iddiayı üç ay daha sorumsuzca tekrarlamaktan geri kalmıyor. Ayrıca, bir tıp bilim adamı olan bu şahsın tavuğun yumurtlayabilmesi için horozun katkısının şart olduğunu söylemesi çok ama çok düşündürücüdür.

 

Sektör temsilcilerince yapılan ziyaretler, konunun uzmanı bilim adamlarının yaptıkları açıklamalar ne yazık ki bu holigan ruhlu kişileri tuttukları yoldan geri çevirememektedir. Bu kişilerden bazıları daha görüşmeye başlarken “Sizi dinlerim ama kanaatimi değiştiremezsiniz” diyerek sizi pasifize etmeye çalışır. İkna olmaz bu tavırlar, iyi niyetli olmadıklarını açıkça ortaya koymaktadır. Onların aradıkları doğrular değildir. Onlar, art niyetli çıkışlarını sürdürmek suretiyle medya gündemine girmek, orada kalmak, “Ezber bozan” veya “Kanaat önderi” unvanı alarak isim yapmak çabalarını sürdürme kararındadırlar. Medya bu tür aykırı görüş sahiplerini ezelden beri çok tutar. Çünkü, çok izlenmek ve çok satabilmek için bu gibi insanları kullanmak medyanın kolayına gelir.  

 

Gıda sanayi ürünlerini karalayan söz konusu kişiler, hemen her fırsatta sanayicileri daha çok kazanmak için halkın sağlığı ile oynayan, tüketicileri yavaş yavaş zehirleyen zalim, fırsatçı ve halk düşmanı iş adamları olarak gösterme çabası içindedirler. Gözleri kararmış bu iftiracıların ne yapmaya çalıştıkları açıkça ortadadır. Eğer güçleri yeterse gelişmesiyle gurur duyduğumuz gıda sanayini çökertmeyi, en azından yıpratmayı planlamaktadırlar.

Gıda sanayinin üretim gücünü anlatabilmek için piliç eti sektöründen bir örnek vermek istiyorum;

Piliç eti sektöründe faaliyet gösteren 35 kadar firma 2011 yılında yaklaşık olarak;

  • 950 milyon adet civciv,
  • 903 milyon adet piliç,
  • 1 milyon 585 bin ton piliç eti ve ürünlerini üretmiştir.

2011 yılındaki yumurta üretimine de değinelim;

  • Yaklaşık 65 milyon adet tavuktan,
  • 14 milyar adet yumurta üretilmiş,
  • Kişi başına üretim 186 adet olmuştur.

Mevcut paralarının banka faizlerini alarak ömür boyu yan gelip yatmak yerine, milyonlarca ABD Doları tutarında yatırımlar yaparak, yüz binlerce kişiye  iş imkanı sağlayıp yılda 1.585.000 Ton piliç eti üretmiş olan sanayicilerimize ancak şükran duyabiliriz.

  • Yılda kişi başına 20 kg kanatlı eti tüketiliyor.
  • Başka bir deyişle yılda kişi başına 12 adet piliç düşüyor. 
  • Yani ayda kişi başına 1 adet tavuk tüketiyoruz.

Allah eksikliğini göstermesin. Tüm varlıklarını riske sokarak kurdukları modern tesislerde dünya standartlarının üzerinde bir kaliteyle bizlere piliç, tavuk ve hindi eti üreten, yılda 14 milyar adet yumurta üreten iş adamlarına yürekten teşekkür ediyorum.

 

Gıda sanayicilerinin daha sağlıklı üretim için nasıl çalıştıklarını 15 sene yakından izlemiş biri olarak biliyorum. Çözüm bekleyen bazı sorunlar olabilir. Bundan kaynaklanabilecek sorunların uluslararası standartlar ve ülke mevzuatı çerçevesinde tutulmak suretiyle olası riskleri en aza indirmek gıda sanayicisinin üzerine düşen en önemli görevdir. Zaten bu hususa uymayanlar üretime devam edemezler. Gıdaların kontrol görevi de   Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na düşmektedir. Bakanlığın bu konuda büyük aşama kaydettiğini söyleyebilirim. 25 Nisan 2012 tarihli Hürriyet Ankara Gazetesinde yer alan habere göre;

“Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca gerçekleştirilen gıda denetimi 2002 yılında 39 bin 646 olan gıda denetim sayısı 2011 yılında ise 400 bin 435’e çıktı. Bakanlık bu yılın ilk 3 ayında ise 83 bin denetim yaparken, işletmelere 2 bin 564 idari para cezası verdi, 44 gıda işletmesi için de suç duyurusunda bulundu.”

Artık kusurlu ve hileli gıda üretimi yapan firmaların isimlerinin ilan edildiğini de göz önüne alırsak yeni kanunun yürürlüğe girmesinin de katkısıyla Bakanlığın denetim etkinliğinin arttığını söyleyebiliriz.

 

Sizlere son olarak bir bilgi daha vermek istiyorum. Gıda sanayi ürünleri hakkında asılsız iddialarda bulunanlarla Besd-Bir yetkililerinin yaptıkları her görüşmede, tüm iletişim bilgilerinin yer aldığı  üye listesi önlerine konmuş ve çalışmalar hakkında bilgi ve görgü sahibi olabilmek için listeden seçecekleri herhangi bir entegre firmaya habersiz giderek üretimin tüm aşamalarını incelemeleri teklif edilmiştir. Şimdiye kadar bu teklifi değerlendirerek gerçekle yüzleşmeye cesaret eden kimse çıkmamıştır.

 

Teknoloji (Yunanca τέχνη (sanat) ve λογία (bilmek)), sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur. İnsanoğlunun gereklerine uygun yardımcı alet ve araçların yapılması ya da üretilmesi için gerekli bilgi ve yetenektir. Teknoloji ayrıca, bir sanayi dalıyla ilgili üretim yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri kapsayan bilgidir.

 

Bir insan etkinliği olarak teknoloji, insanlık tarihinde bilim ve mühendislikten önce ortaya çıkmıştır. Teknolojinin, bilimin uygulamacı yönü olduğu görüşleri de vardır.

 

Teknoloji, günümüzde veri paylaşımının en etkin bir biçimde kullanılarak keşiflere yön vermesinin etkin bir parçası olarak da tanımlanabilmektedir.(Kaynak:Performans)


Keskinoğlu 50’nci Yılına, Akhisarlılardan “Teşekkür Ödülü” Alarak Girdi

$
0
0

Keskinoğlu 50’nci yılına, Akhisarlılardan “Teşekkür Ödülü” alarak girdi

 

Keskinoğlu, Akhisar Ticaret ve Sanayi Odasının düzenlediği “Akhisar’a Değer Katanlar Ödül Töreni”nde, ülke ve Akhisar ekonomisine katkılarından dolayı teşekkür plaketi aldı…

 

Keskinoğlu Şirketler Grubu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla, Akhisar Bülent Ciğeroğlu Kültür Salonu’nda düzenlenen, “Akhisar’a Değer Katanlar Ödül Töreni”nde 2011 yılında gösterdiği yüksek performanstan dolayı Teşekkür Plaketi aldı.

 

2011’de hayata geçirdiği yatırımlar, gerçekleştirdiği ihracat ve sağladığı iş imkanlarıyla Akhisar ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan Keskinoğlu Şirketler Grubu adına ödülü Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz’den alan, Keskinoğlu Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Grup Başkanı Keskin Keskinoğlu, Rahmet ve şükranla andığımız dedem İsmail Keskinoğlu tarafından 50 yıl önce kurulan şirketimiz, bugün Türkiye’yi ve Akhisar’ı dünyanın 77 ülkesinde gururla temsil ediyor. ISO sıralamasında 92’nci sırada yer alan Keskinoğlu, bugün 4 bin kişiye istihdam sağlıyor. Bütün yatırımlarını Akhisar’a yapan ve 50 yıldır Akhisar’la birlikte büyüyen bir şirket olduğumuz için büyük mutluluk duyuyor ve bu ödüle bizi layık gören tüm Akhisarlılara teşekkürlerimizi sunuyorum” dedi.

 

Törende konuşan Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz “2013’ün ilk iş gününde böylesine anlamlı ve değerli bir toplantıda, çok özel konuklarımızla ve bizleri gururlandıran, başımızı dik tutan siz üreticilerimizle birlikte olmanın gururunu, heyecanını ve mutluluğunu yaşıyoruz. Akhisar’ımız sadece Manisa’mızın değil Türkiye’nin önemli bir ilçesidir. Değerleriyle, markalarıyla, büyüklüğüyle, üretim miktarlarıyla gerçekten lider bir ilçe. Bugün burada ödüle layık görülen tüm firmalarımızı hem şahsım hem de sizler adına tebrik ediyorum. Başarılı çalışmalarının istikrarlı bir şekilde devam etmesini temenni ediyorum” dedi.

 

Akhisar Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlemiş olduğu ödül törenine Manisa Valisi Halil İbrahim Daşöz ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, TOBB Başkan Yardımcıları Bülent Koşmaz ve Faik Yavuz, Dünya Odalar Federasyonu Başkanı Rona Yırcalı, Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan, Akhisar Kaymakamı Kamil Köten, Akhisar Belediye Başkanı Salih Hızlı, İl Emniyet Müdürü Yunus Çetin, Siyasi Parti İlçe Başkanları, İl ve İlçe Genel Meclis Üyeleri, Çevre İl ve İlçelerden gelen Ticaret ve Sanayi Odaları, Borsa Başkanları ve yöneticileri, il ve ilçe daire amirleri ile Akhisarlı iş adamları katıldı.

Üreticiden Hiç Kullanılmamış Yumurta

$
0
0

Üreticiden Hiç Kullanılmamış Yumurta

 

Prof.Dr.Erol ŞENGÖR

 

Ekteki fotoğrafı 4.Ocak.2012 günü Ankara Ümitköy’deki Çağdaş Marketin önünde çektim.

 

Çağdaş Market “Üreticiden hiç kullanılmamış yumurta” diye sattığı yumurtalar hakkında reklâm yapıyor.

 

Yaklaşık 36 yıldır tavukçuluk ile meşgulüm ve bu konuda uzman olduğumu sanıyorum.

 

Ama yumurtanın “kullanılmışı” nasıl oluyor hiç görmedim.

 

Çağdaş, kullanılmamış yumurta (gıcır gıcır acentadan) sattığına göre,buna gücü yetmeyenlerin de kullanılmış ikinci el yumurta alabilmeleri söz konusu olmalıdır.

 

Kullanılmış yumurta nereden temin edilebilir bilenler varsa lütfen geri dönüş yapsınlar.

 

Ben merak ediyorum yumurtanın kullanılmışı nasıl oluyor?

 

 

 

Sağlıklı Tavuk Bilgi Platform’u Danışma Kurulu Bir Araya Geldi

$
0
0

 

 

 

 

Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu (STBP), 2012 yılının ikinci Danışma Kurulu toplantısını 21-23 Aralık 2012 tarihleri arasında Bolu Gazelle Resort Otel’de gerçekleştirildi.

 

STBP üyesi firmaların yetkilileri ve Danışma Kurulu üyelerinin katılım sağladığı toplantıda, kanatlı eti sektörünün güncel sorunları ele alındı ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi.

Tavuk Ürünleri Halka Uzmanlar Tarafından Daha İyi Anlatılacak

$
0
0

Son günlerde çeşitli yayın organlarına çıkarak kanatlı ürünleri ile ilgili yayınlara katılarak bilgiden yoksul açıklamalarda bulunanlara uzmanlar cevap verecek.

 

Bu konu ile ilgili sektöre her türlü yardımı yapmaya hazır olduklarını bildiren uzmanlar adına bilgi veren yaptığı gıda açıklamaları ile  gündemi elinde tutan Dr.Can Demir “Nedeni bilinmez bir olgu ile tüm yayın organlarına çıkarak verdikleri bilgilerle halkın zihnini karıştıran kişilere bilimsel cevap vermek için konunun uzmanları olarak sektörün yanındayız.İstenilen zamanda ve zeminde sektörün göstereceği adreste bu bilgileri paylaşırız” dedi.

 

Bilindiği gibi, bir tavuğun günde üç yumurta veremiyeceği kendisine bilimsel olarak açıklanması dahi uzman geçinen birini fikrinden vazgeçirememiş ve hala bu iddiasını devam ettirmekte olduğu gözlenmektedir.

 

BEYAZ ET TÜKETİMİ 10 YILDA YÜZDE 400 ARTTI

 

Kırmızı et sektöründeki olumsuz gelişmeler halkı beyaz et tüketmeye yönlendirdi.Beyaz et tüketimi büyük oranda artmasına rağmen tüketim AB ülkelerinin altında görülüyor.1990 ylında Türkiye’de kişi başına düşen beyaz et tüketimi 3.8 kilogram düzeyinde idi.2010  yılında bu rakam 19.13 kiloya ulaştı.Kısacası yüzde 403’lük bir artış yaşandı.Bu artışa rağmen AB ülkelerinin tüketim oranı olan 26 kiloya ulaşılamadı.

 

Bu konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Şeker Piliç Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bor”Bu arada üretim rakamlarımız daha da hızlı büyüyor ve Türkiye hayvancılık sektöründe tavukçuluk en hızlı gelişen olarak karşımıza çıkıyor.1990 yılında 217 bin ton olan seviyesinde olan beyaz et üretimi 2011’de 1 milyon 600 bin tona ulaştı.Bu da yüzde 637’lik bir büyümeyi işaret ediyor.Yani üretimdeki artış tüketime tam olarak yansımıyor.Bu aradaki farkı da sektör oyuncuları büyük bir çba ile ihracata göndermeye çalışıyor.

 

Ancak şu anda sektörün daha hızlı büyümesinin önündeki en önemli engel,tüketim azlığı olarak görülüyor.Sağlık açısından bu kadar elzem olan beyaz et tüketiminin en azından AB ülkeleri seviyelerine yükseltilmesi için ciddi çabalar sarf etmek gerekiyor.

 

Çünkü beyaz et vücudumuzda yeni dokuların yapımı,var olanların sağlığının devamı ve onarımı için hayati önem taşıyan proteinler bakımındanz oldukça zengin bir besin kaynağıdır.Beyaz etin derisiz göğüs kısmı başta olmak üzere,doymuş yağ ve kolesterol içerikleri kırmızı ete göre oldukça düşük olduğu bilinir.Obezite konusunda da beyaz et ön planda.Bu bakımdan bu besin kaynağının önümüzdeki yıllarda halkımızın sofralarına daha çok misafir etmesi de bu açıdan önem taşıyor.”dedi.   

 

 

 

Banvit’ten Kızlara Destek

$
0
0

“Kızlar Banvit’le Okula” isimli eğitime kazandırma projesinin 2013 yılı takvim çalışması Banvit Basketbol Kulübü’nün desteği ile hayata geçirildi

 

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Bandırma Şubesi ve Banvit işbirliğiyle 2007 yılında, okula gidemeyen kız çocuklarına destek vermek amacıyla başlatılan “Kızlar Banvit’le Okula” projesi 6. yaşını kutluyor.

 

Proje kapsamında Banvit Basketbol Kulübü A Takımı oyuncuları ‘Kızlar Banvit’le Okula’ kampanyası için hazırlanan 2013 takviminde kız öğrencilerle objektiflerin karşısına geçti.

 

Yıldız basketbolcuların çocukluk fotoğraflarının da yer aldığı takvim, eğitim olanaklarına ulaşmakta güçlük çeken ilköğretim kademesindeki 100 kız çocuğunun yararlandığı burs programının tanıtımına destek vermek ve takvim satışlarıyla ÇYDD Bandırma Şubesi’nin sürdürdüğü üniversite burs havuzuna mali kaynak yaratmak amacıyla hayata geçirildi.

 

Fotoğraf çekiminden, konsept geliştirme ve grafik düzenlemesine kadar tüm süreçlerin gönüllüler tarafından gerçekleştirildiği takvim çalışmasının bu yıl ki konsepti “Onlar da bir zamanlar çocuktu” olarak belirlendi. Bu konsept kapsamında, takvim çalışmasında Banvit Basketbol Kulübü’nün A takımında yer alan yıldız oyuncuların çocukluk fotoğraflarına yer verildi.

 

Banvit, burs verilen kız öğrencilerin sadece eğitimleriyle değil, onların hayata katılımlarıyla da yakından ilgileniyor. Tıpkı basketbolcular gibi kız öğrencilerin de büyük hayalleri ve idealleri var. Burs programıyla desteklenen kız çocuklarının gelecekte hem kendi yaşamları hem de çevreleri için fark yaratan, yararlı ve başarılı yetişkin bireyler olmalarına da katkıda bulunuluyor.

Viewing all 1002 articles
Browse latest View live